CEZA YARGILAMASINDA HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI
CEZA YARGILAMASINDA
HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ
BIRAKILMASI KURUMU
-GİRİŞ;
Yürürlükten kaldırılan 765
sayılı Türk Ceza Kanunu ile 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkındaki Kanundaki
düzenleme de erteleme bir koşullu atıfet kurumu niteliği taşımakta, deneme
süresi içerisinde yeni bir suçun işlenmemesi halinde mahkûmiyet vaki olmamış
sayılmaktaydı. Buna karşılık 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda ise, erteleme
sadece hapis cezasına özgü bir infaz rejimi olarak düzenlenmiştir. Bu sistemde,
ertelemede, hükümle, denetim süresi zarfında kasıtlı yeni bir suç işlemediği ve
kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davrandığı takdirde, hakkında
hükmolunan hapis cezası infaz edilmiş sayılacaktır. Şayet hakkında hapis
cezasının yanı sıra ya da adli para cezasına veya güvenlik tedbirine hükmedilmişse,
adli para cezası ve güvenlik tedbirleri bakımından erteleme söz konusu
olmayacaktır. Bu durum ertelemeyi hükümlü açısından yürürlükten kaldırılan 765
sayılı Türk Ceza Kanunu sistemindeki düzenlemeye nazaran daha ağır sonuçlar
doğuran bir kurum haline getirmiştir. Bu nedenle; kurumlar arasındaki dengeli
geçişleri sağlamak amacıyla ilk kez 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun 23.
maddesinde düzenlenmiş bulunan “Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması” kurumu
19.12.2006 yürürlük tarihli 5560 sayılı Kanunun 23. maddesiyle değişik 5271
sayılı CMK’nun 231. maddesine 4. fıkradan sonra eklenen fıkralar ile sadece
çocuk suçlular için değil, yetişkin suçlular bakımından da belirli koşulların
varlığı halinde uygulanabilir hal e getirilmiş, nihayet 23.01.2008 tarihli ve
5728 sayılı Kanunla CMK’nun 231. maddesindeki değişiklikle hükmün
açıklanmasının geri bırakılması kurumunun uygulama alanı genişletilmiştir.
(PARLAR,Ali; HATİPOĞLU,Muzaffer; 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu Yorumu ve
İlgili Mevzuat, 2. Cilt, s.1373)
Başlangıçta yetişkin sanıklar
yönünden şikayete bağlı suçlarla sınırlı olarak, hükmolunan bir yıl veya daha
az süreli hapis veya adli para cezası için kabul edilen bu müessese, 08.02.2008
tarihinde yürürlüğe giren 23.01.2008 gün ve 5728 sayılı Yasanın 562. maddesi
ile 5271 sayılı Yasanın 231. maddesinin 5 ve 14. fıkralarında yapılan
değişiklik ile hükmolunan iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para
cezaları için uygulanabilir hale getirilmiş, şikayete bağlı suçlarla sınırlı
olarak uygulanan bu müessese Anayasanın 174. maddesinde güvence altına alınan
İnkılap Kanunlarında yer alan suçlar ayrık olmak üzere, tüm suçları kapsayacak
şekilde düzenlenmiştir.
Sanık hakkında kurulan
mahkûmiyet hükmünün hukuki bir sonuç doğurmamasını ifade eden ve doğurduğu
sonuçlar itibariyle karma bir özelliğe sahip bulunan hükmün açıklanmasının geri
bırakılması kurumu, denetim süresi içinde kasten yeni bir suçun işlenmemesi ve
yükümlülüklere uygun davranılması halinde, geri bırakılan hükmün ortadan
kaldırılarak kamu davasının 5271 sayılı CYY'nın 223. maddesi uyarınca
düşürülmesi sonucu doğurduğundan, bu niteliğiyle sanık ile devlet arasındaki
cezai nitelikteki ilişkiyi sona erdiren düşme nedenlerinden birisini
oluşturmaktadır. Müessesenin yargılama yasasında düzenlenmiş bulunması da onun
bu niteliğini değiştirmeyecektir.
-HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASININ
KOŞULLARI;
a- Suça ilişkin koşullar;
1- Yapılan yargılama sonucu
hükmolunan cezanın iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezası
olması,
2- Suçun, Anayasanın 174.
maddesinde güvence altına alınan İnkılap Yasalarında yer alan suçlardan
bulunmaması,
b- Sanığa ilişkin koşullar;
1- Sanığın daha önce kasıtlı
bir suçtan mahkum olmamış olması; CMK’nun 231. maddesinin 6-a bendine göre,
mahkemece hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için,
sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmaması şarttır. Sanığın daha
önceki mahkumiyeti taksirli bir suç ise, bu durumda diğer koşulların da varlığı
halinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilecektir. Silme
koşulları mevcut bir mahkumiyet kararı kasıtlı bir suça ilişkin olsa bile bu
Kurumun uygulanmasına engel oluşturmaz. Kanunda sadece “kasıtlı bir suçtan
mahkum olmama” tabiri kullanıldığından, bu mahkumiyet ilamının kesinleşmiş
olması yeterli olup ayrıca infaz edilmiş olması şart değildir. (ÖZGENÇ, İzzet;
Türk Ceza Kanunu Gazi Şerhi, Adalet Bakanlığı Eğitim Dairesi Başkanlığı, 3.
Baskı, Ankara-2006, s.653; İNCE, Hüseyin;a.g.e, s.279)
2- Suçun işlenmesiyle mağdurun
veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya
tamamen giderilmesi;
3- Mahkemece, sanığın kişilik
özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak,
sanığın yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate ulaşılması; Doktrinde
“liyakat” koşulu olarak da adlandırılan bu koşul CMK’nın 231. maddesinin 6-c
bendine göre; hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi
için; mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları
göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması
gerekir. Mahkemenin bu husustaki kanaatini somut verilere dayandırarak bunun
gerekçesini (CMK. md. 34) göstermesi gerekir.
Yukarıda bahsi geçen üç koşulun
birlikte bulanması halinde, mahkemece hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına
karar verilebilecek ve sanık beş yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirine
tabi tutulacaktır.
-HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ
BIRAKILMASININ SONUÇLARI;
1- Açıklanmasının geri
bırakılmasına karar verilen hükümde, mahkum olunan hapis cezası ertelenemez ve
kısa süreli olması halinde seçenek yaptırımlara çevrilemeyecektir.
2- Denetim süresi içinde
sanığın kasten yeni bir suç işlememesi ve yükümlülüklere uygun davranması
halinde, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak, 5271 sayılı
CMK’nın 223. maddesi uyarınca kamu davasının düşürülmesine karar verilecektir.
(CMK md. 231/10.f)
3- Sanığın denetim süresi
içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya yükümlülüklere aykırı davranması
halinde mahkemece açıklanması geri bırakılan hüküm açıklanacaktır. Ancak sanık
tarafından mahkemece kendisine yüklenen yükümlülüklerin yerine getirilememesi
halinde, mahkemece durumu yeniden değerlendirilerek, cezanın yarısına kadar
belirlenecek bir kısmının infaz edilmemesine, hükümdeki hapis cezasının
ertelenmesine ya da seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar verilerek yeni bir
mahkumiyet hükmü de tesis edilebilecektir. (CMK md. 231/ 11.f)
4- Denetim süresi içinde dava
zamanaşımı durur. (CMK md. 231/8.f)
5-Hükmün açıklanmasının geri
bırakılmasına karar verildikten sonra uzlaşmanın gereklerinin yerine
getirilmemesi halinde, mahkeme tarafından, 231. maddenin onbirinci fıkrasındaki
şartlar aranmaksızın, hüküm açıklanır. (CMK md. 254/2.f.)
6- Hükmün açıklanmasının geri
bırakılması halinde bütün yargılama giderleri sanığa yüklenir. (CMK md.
325/2.f)
7- Hükmün açıklanmasının geri
bırakılması kararı, bunlara mahsus bir siteme kaydedilir. Bu kayıtlar ancak bir
soruşturma veya kovuşturmayla bağlantılı olarak Cumhuriyet savcısı, hakim veya
mahkeme tarafından istenmesi halinde, bu madde de belirtilen amaç için
kullanılabilir. (CMK md. 231/13.f)
Koşullu bir düşme nedeni
oluşturan "hükmün açıklanmasının geri bırakılması" müessesesi
(mahkûmiyet, suç niteliği ve ceza miktarına ilişkin ) objektif koşulların
varlığı halinde, diğer kişiselleştirme hükümlerinden önce ve resen mahkemece
değerlendirilerek, uygulanması yönünde kanaate ulaşıldığı takdirde, hiçbir
isteme bağlı olmaksızın öncelikle uygulanacak ve bu karar itiraza tabi
olacaktır.
Hakimin hükmün açıklanmasının
geri bırakılması müessesinin davaya uygulanmasındaki takdir yetkisi 25.7.2010
gün ve 27650 Sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren
22.7.2010 gün ve 6008 Sayılı Kanunun 7. maddesi ile 231. maddenin 6. fıkrasına
eklenen cümle ile, sanığın kabul etmemesi halinde, hükmün açıklanmasının geri
bırakılmasına karar verilemeyeceği esası getirilmek suretiyle ortadan
kaldırılmıştır. Bu düzenlemeyle kovuşturmayı yürüten hakim, hüküm vermeden
evvel CMK’nun 231/6 maddesi çerçevesinde sanığa hükmün açıklanmasının geri
bırakılmasını isteyip istemediğini sormak ve bu durumu duruşma tutanağına
geçirmekle yükümlü hale getirilmiştir.
Yeni yasal düzenleme, ceza
hukuk yönünden önemli bir düzenleme olduğu gibi idare hukuku kapsamında
disiplin yargılamaları bakımından da büyük bir yeniliktir. Şöyle ki; eski
düzenlemede ceza hakiminin takdiri ile verilen hükmün açıklanmasının geri
bırakılması kararları artık yeni düzenleme ile ceza hakiminin takdirinden
çıkartılmış ve sanık tasarrufuna bırakılmıştır. Yeni düzenleme, iki yılın
altında kalan hapis ve/veya adli para cezalarının temyiz edilebilmesi suretiyle
hukuki denetimin de önünü açmıştır. Bunun doğal sonucu olarak, disiplin
yargılamaları bakımından da ceza kararları temyiz edilmesi sebebiyle
kesinleşmeyeceğinden idari yaptırım uygulanabilmesi için masumiyet karinesi
uyarınca ceza kararının kesinleşmesi bekletici mesele yapılabilecektir.
-YASA YOLU;
Hükmün açıklanmasının geri
bırakılması kararına karşı CMK’nun 231/2. maddesi uyarınca itiraz yasa yoluna
başvurulabilir. İtirazın süresi, başvurulacak yasal merci, usulü, itiraz
edebilecekler ise CMK’nun 268. vd. maddelerine göre belirlenir. Buna göre;
Hükmün açıklanmasının geri
bırakılması kararına karşı C. Savcısı, sanık, müdafii, katılan sıfatını almış
kişiler, katılma istemi karara bağlanmamış veya reddolunmuş veya katılan
sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş iken duruşmaya çağırılmamış
kişiler ile bunların avukatları, sanığın eşi, veli veya vasisi itiraz yoluna
başvurabilirler.
Hükmün açıklanmasının geri
bırakılması kararına karşı yapılacak itiraz CMK’nun 268/2. maddesi uyarınca
ilgililerin kararı öğrendiği günden itibaren 7 gün içerisinde kararı veren
mercie verilecek bir dilekçe ile veya tutanağa geçirilmek koşuluyla zabıt
kâtibine beyanda bulunulmak suretiyle yapılır.
Hükmün açıklanmasının geri
bırakılması kararına karşı yapılan itirazı inceleyecek merci kural olarak
incelemeyi evrak üzerinden yapar. Ancak gerekli görüldüğü takdirde, duruşma
açarak CMK’nun 271/1. maddesine göre C.savcısını, sanık müdafiini ve katılan
vekilini duruşmaya çağırarak dinleyebilir.
İtiraz mercii, itirazı yerinde
görürse, aynı zamanda itiraz konusu hakkında da karar verir. (ARTUÇ,Mustafa, Hükmün Açıklanmasının Geri
Bırakılması, Ankara 2008, Adalet Yayınevi, s.209,210)
Yorumlar
Yorum Gönder