önalım bedelinin depo edilmesi yargıtay kararı
T.C.
YARGITAY
6. HUKUK DAİRESİ
E. 2010/266
K. 2010/7286
T. 15.6.2010
• ÖNALIM HAKKINA KONU EDİLEN PAYLARIN İPTALİ VE TESCİL ( Önalım Bedelinin Yargılamanın Sonuna Kadar Hakimin Belirleyeceği Süre İçinde Yine Hakimin Gösterdiği Yere Depo Edilmesi Gerektiği )
• ÖNALIM BEDELİNİN DEPO EDİLMESİ ( Yargılamanın Sonuna Kadar Hakimin Belirleyeceği Süre İçinde Yine Hakimin Gösterdiği Yere Depo Edilmesi Gerektiği )
• BEDELDE MUVAZAA İDDİASI ( Yönündeki Delillerin Varsa Davalının Karşı Delillerinin Toplanması ve Tüm Deliller Birlikte Değerlendirilerek Muvazaa İddiası Konusunda Bir Sonuca Ulaşıldıktan Sonra Depo Kararı Verilmesi Gerektiği )
4721/m.734
ÖZET : Uyuşmazlık, önalım hakkına konu
edilen payların iptali ve davacı adına tesciline ilişkindir. Önalım bedelinin
yargılamanın sonuna kadar hakimin belirleyeceği süre içinde yine hakimin
gösterdiği yere depo edilmesi gerekir. Ne var ki satış bedeli konusunda muvazaa
iddiası varsa önce bu hususun açıklığa kavuşturulması, bu konudaki uyuşmazlık
giderilmeden depo kararı verilmemesi gerekir. Muvazaa hususu çözülmeden bedelin
depo edilmesi için verilen sürenin hukuki değeri yoktur. Bu durumda mahkemece
öncelikle davacının bedelde muvazaa yönündeki delillerinin, varsa davalının
karşı delillerinin toplanması, tüm deliller birlikte değerlendirilerek muvazaa
iddiası konusunda bir sonuca ulaşıldıktan sonra depo kararı verilmesi gerekir.
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş
bulunan önalım davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz
edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Uyuşmazlık, önalım hakkına konu
edilen payların iptali ve davacı adına tesciline ilişkindir. Mahkemece tapuda
gösterilen satış bedeli ve tapu harç ve masrafları üzerinden verilen depo
kararının süresi içinde yerine getirilmemesi nedeniyle davanın reddine karar verilmesi
üzerine hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, dava dilekçesinde, müvekkilinin
dava konusu edilen payın ilişkin bulunduğu 4 no'lu parselin paydaşı olup
25.09.2008 tarihinde bir işlem için gittiği tapu sicil müdürlüğünde davalının
taşınmazda pay satın aldığını öğrendiğini, yapılan satışın davacıya
bildirilmediğini, müvekkilinin önalım hakkını kullanmak istediğini, bununla
birlikte satış bedeli olarak gösterilen rakamın gerçek değerinden fazla
olduğunu, mahkemece belirlenecek bedel üzerinden önalım bedelini depo
edeceklerini belirterek, davalı adına kayıtlı payın iptali ile davacı adına
tescilini istemiştir. Davalı, dava konusu payı 18.500. TL bedelle satın
aldığını, bu bedelin aslında rayiç değerlerin de altında olduğunu, davanın
süresinde açılmadığını, satıştan önce ve tapuyu alır almaz davacı ile görüştüğü
gibi, satıcı paydaşların da davacıya teklifte bulunduklarını, davacının ise
maddi durumunun iyi olmaması nedeniyle almayacağını söylediğini, bu itibarla
önalım hakkının yasal süresi içinde kullanılmadığını belirterek, davanın
reddine karar verilmesini savunmuştur.
Önalım hakkı, paylı mülkiyet hükümlerine tabi
taşınmazlarda payın üçüncü şahsa satılması halinde, diğer paydaşlara o payı
öncelikle satın alma yetkisini veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi
kurulduğu anda doğar ve payın üçüncü kişiye satılması ile de kullanılabilir
hale gelir.
Önalım hakkının kullanılması ile bu hakkı
kullanan paydaş ile alıcı arasında kapsam ve şartları satıcı ile davalı
arasında yapılan sözleşmenin aynı olan bir satım ilişkisi kurulmuş olur. Önalım
hakkını kullanan paydaş bu payı satın almak isterken tapuda gösterilen satış
bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masraflar toplamından ibaret önalım
bedelini depo etmesi gerekir. Ancak davacı tapuda yapılan satış sözleşmesinin
tarafı olmadığından bedelde muvazaa iddiasında bulunabilir ve bu iddiasını her
türlü delille kanıtlayabilir.
Olayımıza gelince; önalım hakkına konu edilen
paylar 4 No'lu parselin paydaşlarından Şadan, Osman ve Zafer tarafından
davalıya 03.07.2004 tarihinde toplam 12.000. TL bedelle satılmıştır. Davacı ise
tapuda satış bedelinin muvazaalı olarak yüksek gösterildiğini iddia ederek dava
dilekçesinde dava değerini 2.000. TL göstermek suretiyle önalım davası açmıştır.
Davacı bedelde muvazaa iddiasında bulunduğuna göre bu iddiasını kanıtlaması
gerekir. Satış sözleşmesinin tarafı olmadığından bu iddianın tanık dahil her
türlü delille kanıtlanması mümkündür. Davacı da bu konuda 17.06.2009 tarihinde
delil listesi sunmuştur. Mahkeme ise davacının dayandığı delilleri toplamadan
ve bedelde muvazaa iddiası konusunda bir inceleme yapmadan tapuda gösterilen
satış bedeli ve masraflar toplamı 12.470. TL'nin depo edilmesi için davacıya
kesin süre vermiş ve önalım bedeli süresinde depo edilmediğinden davanın
reddine hükmetmiştir. 20.06.1951 gün ve 13/5 sayılı içtihadı Birleştirme Kararı
gereğince önalım bedelinin yargılamanın sonuna kadar hakimin belirleyeceği süre
içinde yine hakimin gösterdiği yere depo edilmesi gerekir. Ne var ki satış
bedeli konusunda muvazaa iddiası varsa önce bu hususun açıklığa kavuşturulması,
bu konudaki uyuşmazlık giderilmeden depo kararı verilmemesi gerekir. Muvazaa
hususu çözülmeden bedelin depo edilmesi için verilen sürenin hukuki değeri
yoktur. Bu durumda mahkemece öncelikle davacının bedelde muvazaa yönündeki
delillerinin, varsa davalının karşı delillerinin toplanması, tüm deliller
birlikte değerlendirilerek muvazaa iddiası konusunda bir sonuca ulaşıldıktan
sonra depo kararı verilmesi gerekirken yargılamanın başlangıcında tapuda
gösterilen değer üzerinden önalım bedelinin verilen kesin süre içinde depo
edilmemesi gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden
hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle
temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK'nun 428. maddesi uyarınca hükmün
BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine,
15.06.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Yorumlar
Yorum Gönder