TÜRK HUKUKUNDA HALKA AÇIK ANONİM ORTAKLIKLARDA AZINLIĞIN YÖNETİME GİRMESİ İMKANI: BİRİKİMLİ OY SİSTEMİ
Yrd. Doç. Dr. Şaban Kayıhan - 14.06.2008 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Giriş
Dünyada bir çok ülkenin
yönetimine yön veren modern demokrasi anlayışında olduğu kadar,
şirketlerde de azınlığı temsil etmek amacıyla seçilmek istenen kişiler
bir çok sınırlamalarla karşı karşıya kalmaktadırlar[1].
Şirketler açısından konuya göz attığımızda, bu sınırlamaların özellikle
sermaye şirketlerinde ve daha da özel olarak anonim ortaklıklarda
karşımıza çıktığını görmekteyiz. Çünkü takip ettiğimiz Kara Avrupası
hukuk sisteminde bugüne kadar anonim şirketler hukukuna hakim olan
ilkelerden en önemlilerinden birinin çoğunluk ilkesi[2]
olduğu kabul edilmiş ve bu ilke doğrultusunda da çoğunluk, hemen her
zaman azınlığın temsil edilme isteğini en az seviyeye ve hatta hiç
temsil edilmemeye kadar indirmiştir.
Belirtmek gerekir ki, çoğunluk
ilkesinin kötüye kullanılması ihtimâline karşın bazı önemli durumlar
için TTK. ve SPK. tarafından bir takım tedbirler öngörülmüştür.
Gerçekten, bazı istisnai haller için mutlak oy çokluğu ilkesinin yerine
oybirliği (TTK. m. 381/f.1) ya da oy vermede ayrıcalığı ortadan kaldıran
hükümler (TTK. m. 387) yahut toplantı ve karar yetersayılarını
ağırlaştırıcı (TTK. m. 388/f.2-6, 391, 396, 423) hükümler getirilmiş,
öte yandan haksız surette zarara uğrama pozisyonunda bulunan pay
sahiplerine azınlık hakları ve iptal davası açmak gibi toplu veya
bireysel bir dizi koruyucu tedbirler (TTK. m. 366, 381, SPK. m 11/f.8)
tanınmıştır. Bunlar içinde konumuzu en yakından ilgilendiren azınlığı
korumaya yönelik tedbir düzenlemeleri, azınlık hakları olarak ifade
edilen düzenlemelerdir[3].
[1] Magnone, Richard, Cumulative Voting In Illinois Corporate Law, http://www.illinois-attorney.com/lp22.htm. (30/12/2004); Bilgin, Tevfik, Halka Açık Şirketlerin Yönetiminde Demokratik Bir Yöntem Birikimli Oy, www.makalem.com.tr. pdf. dosyası, sh.1. (05/01/2005).
[2] Bu ilke gereğince,
kollektif, komandit ve adi şirket gibi kişi şirketlerinde oy birliği
olan temel kural, anonim şirketlerde sermaye oranında çoğunluk ilkesine
dönüşmüştür, (Ayhan, Rıza, Birikimli Oy Sistemi ve Azınlığa Sağladığı Haklar, Türk Hukuk Enstitüsü Dergisi, Kasım 2004, sh.4).
Tüzel kişiliği yönetecek organların seçimi, yürütme, denetleme
işlemleri anonim ortaklık genel kurulunda prensip itibariyle bu çoğunluk
ilkesine göre gerçekleştirilir. Örneğin bir anonim şirkette kural
olarak şirket paylarının %51’ine sahip olan tek bir ortak bile olsa,
genel kurulda bu ortağın iradesi dikkate alınır (Magnone, http://www.illinois-attorney.com/lp22.htm). Bu kuralın temelinde çok sayıdaki pay sahiplerinin fiilen bir araya gelmelerinin kolay olmadığı fikri yatmaktadır.
[3] Ayhan, sh.4.
Anonim şirketlerde bu hakların gündeme gelebilmesi için belirli oranda payın bir araya gelmesi gerekmektedir[1].
Ancak,
kanun tarafından azınlığa bahşedilen bu haklar dâhi özellikle azınlığın
şirket yönetiminde aktif olarak temsil edilmesini sağlar nitelikte
değildirler ve kullanılmaları bir çok koşulun gerçekleşmesine bağlı
tutulmuş olduğu için, uygulamada kendilerinden beklenen yararları
gerçekleştirdiklerini de söylemek oldukça güçtür. Bu yüzden de azınlığa
tanınan hak veya haklar tabiri câiz ise, testi kırıldıktan sonra değil,
kırılmadan önce tanınmalı, özellikle azınlıkta kalan paydaşların,
çoğunluk karşısında ezilmelerini önlemek için, azınlığın şirket
yönetiminde aktif olarak temsil edilmesini sağlamak gereklidir.
İşte, yazımızın ana konusunu oluşturan birikimli oy sistemi,
özellikle halka açık anonim şirketler açısından azınlıkta kalan
ortakları şirket yönetim kurulunda aktif olarak temsil edilebilir konuma
getirmek amacıyla ABD.’indeki uygulamasından[2]
esinlenerek ülkemizde de bazı koşullar çerçevesinde kabul edilmiştir.
ABD.’nde birikimli oy sisteminin uygulanmasının altında yatan temel
amaç, geleneksel olarak uygulanagelen kazanan her şeyi alır (winner – take – all) düşüncesinin olumsuz yönlerini ortadan kaldırmaktır[3].
Böylece, temsilde adaletin sağlanması bakımından özellikle azınlıkta
kalan ve fakat genelde bütün seçmenler istedikleri adaya oy verip onu
seçme açısından bir bakıma daha âdil bir şansa sahip olmaktadırlar[4].
Bir başka bakış açısıyla baktığımızda ise birikimli oy sisteminin,
halka açık anonim ortaklıklarda çoğunluk tarafından seçilen yönetim ile
azınlık dengesinin sağlanması ve azınlığın yönetim kurullarında ve
denetim birimlerinde temsil edilmesinin teminat altına alınması
yönlerinden önemli bir uygulama olduğunu görürüz[5].
I. Birikimli Oy Sistemi Kavramı Tanımı ve Kısa TarihçesiA. Birikimli Oy Sistemi Kavramı ve Tanımı
Yukarıda
işaret etmiş olduğumuz gibi, anonim şirket hissedarları genellikle
şirket yönetiminde veya şirket işlerinde doğrudan etkili
olamamaktadırlar. Ortaklar kullanacakları oylarla şirket yönetiminde
dolaylı bir etkiye sahip olabilmektedirler. Bu durum özellikle halka
açık anonim şirketlerde azınlıkta kalan ortaklar için olumsuz sonuçlar
doğurabilmektedir.
Halka
açık anonim şirketlerde şirket payları, sözleşmeye hüküm koymak
kaydıyla oydan yoksun olabilecekleri gibi (SPK. m. 14/A), yine
sözleşmeye bu yönde bir hüküm koymak kaydıyla bütün anonim şirket
türlerinde imtiyazlar nedeniyle birden fazla oy hakkına da sahip
olabilirler. Ancak bu hususlarda şirket anasözleşmesinde başkaca bir
düzenleme olmadığı sürece genel kural her bir payın bir oy hakkına sahip olmasıdır.
Bir
payın her bir husus için bir oy hakkına sahip olduğu bir ortamda, oyun
kullanılışı açısından iki oy kullanma sisteminin varlığından söz
edilebilir:
Genel hükümler çerçevesinde oyların kullanılması: Bu
sistemde her bir pay bir aday veya konu için bir oy taşır. Diğer bir
söyleyişle, her pay her bir yönetici için bir oy hakkı içerir. Bu
sistem, tüm şirket sorunları için olağan yöntem olarak kabul edilir.
Anonim şirketlerde çoğunluk ilkesinin doğal bir sonucu olarak da bu
sistemde çoğunluğu elinde bulunduran ortaklar şirketin diğer bütün
işlerinde olduğu gibi şirket yöneticilerinin tamamını seçme
inisiyatifini de ellerinde tutarlar.
Örneğin, bir anonim şirkette (X) ve (Y) olarak adlandırılan iki grup bulunsun. Şirket paylarının da 1000’e bölündüğünü grup (X)’in 180 payı, grup (Y)’nin ise 820
payı ellerinde bulundurduklarını kabul edelim. Şirkette 5 yönetim
kurulu üyesi için yapılacak seçimde, her bir grubun beşer kişilik aday
listesinin olduğunu varsayalım. Bu sistemde grup (X) her bir adayı için 180 oy, grup (Y) ise her bir adayı için 820 oy kullanabilecektir.
Kaynak[6]
Görüldüğü üzere genel sistemde seçim sonucunda doğal olarak (Y) grubu tarafından gösterilen 5 aday her durumda en yüksek
oranda oyları almakta ve yönetim kurulu üyesi olarak seçilmektedirler.
Böylece bu sistemde en yüksek oy sayısına ulaşan grup, tüm yönetim
kurulunu seçme inisiyatifini daima kendi elinde tutmaktadır[7].
Bu sistemin sakıncaları kendi içinde gizlidir. Gerçekten bu sistemde
çoğunluk her oylamada azınlığa daima üstün gelecek, şirketin yönetimini,
denetimini, işlerin gidişatını her zaman kontrol edebilecek, buna
karşılık azınlıkta kalan paydaşlar hiçbir zaman yönetim veya denetim
kademelerinde temsil edilemeyecekler ve dolayısıyla anonim şirketin
faaliyetlerinde bir tür pasif yatırımcı olarak kalmaktan öteye
geçemeyeceklerdir[8].
Oyların birikimli olarak kullanılması:
Sadece şirket denetim ve yönetim kurulu seçiminde kullanılan bu sisteme
göre; oy sayısı, kontrol edilen pay sayısı ile doldurulmak istenen
yönetim kurulu üye sayısı çarpılmak suretiyle bulunur. Bu şekilde
ulaşılan toplam oy sayısı, asaleten veya vekaleten istenirse bir adaya
tamamen, istenirse belirlenen adaylara bölünerek kullanılabilmektedir[9].
Böylece
azınlıktaki ortaklar bir araya gelerek yönetim kuruluna ve denetim
birimine üye seçiminde, oylarını bir veya bir kaç aday için kullanabilme
imkanına kavuşmuş olmaktadırlar. Bu imkanı kullanan azınlık, özellikle
küçük yatırımcılar kendilerini daha iyi temsil edeceğine ve bu yönde
kendilerinin çıkarlarını daha iyi koruyacağına inandıkları kişileri
temsilci olarak seçmek suretiyle ortaklık organlarında temsil
edilebilecek, ortaklık işlerinin gidişi hakkında doğrudan bilgi sahibi
olma şansına sahip olacaklardır[10]. Bu sistemin ayrıca şirketin kurumsal yönetimine (corporate governance) önemli ölçüde katkı sağlayacağına da şüphe yoktur[11]. Bu bilgilerin ışığı altında birikimli oy sisteminin (cumulative voting system) tanımını şu şekilde yapabiliriz:
“Her
pay sahibinin, seçimi yapılacak denetim veya yönetim kurulu üyesi
sayısı ile sahibi olduğu veya vekaleten oy kullanma yetkisini hâiz
olduğu oy sayısının çarpımı sonucunda bulunacak toplam oy tutarının tek
bir adaya veya birden fazla aday arasında dilediği gibi dağıtabileceği oy verme yöntemine birikimli oy sistemi adı verilir”[12].
B. Kısa Tarihçesi
Birikimli oy sisteminin ilk kullanım şekli siyasi alanda olmuştur. Demokratik toplumlarda her zaman çoğunluk oyları kazanır[13].
Birikimli oy sistemi, temsilde adaletin sağlanabilmesi adına azınlıkta
kalan oyların çıkarlarının da mümkün olduğunca gözetilmesi gerekeceği
düşüncesiyle ilk kez ABD.’nin Illinois eyaletinde 1869-1870 dönemide anayasa değişikliğine ilişkin oturumlarda Chicago Tribune gazetesinin yayıncısı Joseph Medill tarafından gündeme getirilmiş ve 1870 yılında eyaletin anayasasına girmiştir[14]. Joseph Medill bu sistemi sadece siyasal alanda değil, aynı zamanda bütün anonim şirketlerin yönetim kademelerinde temsil için de savunmuştur[15]. Birikimli oy sistemi anonim ortaklıklarda yine ilk defa 1870 yılında ABD.’nin Illinois eyaletinde kullanılmıştır[16].
Bu sistem ilk Illionis örneğinden
sonra, 19. yüzyıl sonlarına doğru yaygınlaşmış ve 1900’de ABD.’nin
onyedi eyaletinde uygulanmaya başlanmış daha sonra bu sayı gittikçe
artış göstermiştir[17].
Birikimli
oy sisteminin 19. yüzyılda ve 20. yüzyılın başlarında anonim şirketler
hukukunda uygulanmaya başlamasında iki temel sebep bulunduğu
söylenebilir, bunlar;
· Azınlığın yönetim organlarında bulunmasına yönelik ideolojik inanış,
· Azınlığın çoğunluk tarafından sömürülmesi yönündeki endişe.
Amerika
Birleşik Devletleri’nde anonim şirketlerde birikimli oy sistemini kabul
eden eyaletler başlangıçta bu yöntemi zorunlu kılmışlar, fakat daha
sonra bazı eyaletler tarafından zorunlu olmaktan çıkarılarak, isteğe
bağlı hâle getirilmiştir[18].
Günümüzde ABD.’de Sears-Roebuck and Company, Hewlett-Packard, Toys 'R' Us ve Walgreen’s gibi bir çok büyük anonim şirkette şirket yönetim kurulunun seçiminde birikimli oy sistemi kullanılmaktadır[19].
II. Hukuki Niteliği
Birikimli
oy sisteminin hukuki niteliği hususunu belirtmeden önce, anonim
şirketlerde pay sahiplerinin haklarının TTK. sisteminde ikili bir ayrım
yapılarak ele alındığını ifade etmek gerekir. Şöyle ki, TTK.’da bir
takım haklar tüm pay sahiplerine tanınmıştır. Pay sahibinin bu haklardan
yararlanabilmesi için, belirli oranlarda paylara sahip olması koşulu
aranmaz. Bu doğrultuda, tek bir payın sahibi olan pay sahibi dâhi, payın
sahibine bahşetmiş olduğu haklardan yararlanabilecektir. Bunlara pay
sahiplerinin "bireysel hakları" denilmektedir[20]. Bireysel haklar ise iki grupta incelenebilir. Birincisi, payın sahibine ortaklığın bir üyesi olarak sağlamış olduğu öteki pay sahipleri ile beraber kullanılan haklardır. Bunlara ortaklık dolayısıyla sahip olunan bireysel haklar denilmektedir[21].
Ortaklık dolayısı ile sahip olunan bireysel hakları başlıklar hâlinde kısaca şu şekilde belirtebiliriz:
· Genel kurul toplantılarına katılma ve oy kullanma hakkı (TTK. m. 360).
· Bilgi alma hakkı (TTK. m. 362).
· Ticari defter ve yazışmaların incelenmesi hakkı (TTK. m. 363/f2).
· Sermaye artırımlarında rüçhan (önalım) hakkı (TTK. m. 394).
· Hazırlık Dönemi Faizi (TTK. m. 470-471).
İkinci gruba giren bireysel haklar
ise, hak sahibini çoğunluğun tahakkümünden ve keyfi davranışlarından
korumak amacı ile kabul edilen, onun rızası olmaksızın müdahale edilmesi
mümkün olmayan ve sahibinin tek başına bile ortaklığa karşı
kullanabileceği haklardır. Öyle ki, bu gruba giren hakların kullanımı
açısından öteki pay sahiplerinin iradesine de ihtiyaç duyulmaz. Bu
ikinci grup bireysel haklara ise müktesep (kazanılmış) haklar adı verilmektedir.
TTK.
m. 385/f.2 müktesep hakları; kanun veya anasözleşme hükümlerine göre,
genel kurul ve yönetim kurulu kararlarına bağlı olmayan yahut genel
kurulun toplantılarına katılma hakkından doğan bireysel haklar olarak
anmaktadır.
Müktesep hakları da başlıklar şeklinde şöylece özetleyebiliriz (TTK. m. 385/son):
· Üyelik hakkı,
· Oy kullanma hakkı,
· İptal davası açma hakkı
· Kâr payı alma hakkı,
· Tasfiye sonucuna katılma hakkı.
Hemen belirtelim ki müktesep haklar numerus clausus yani yukarda saydıklarımızdan ibaret değildir. Bunları TTK. m. 385/son “...gibi” diyerek örneklendirmiştir. Şirket anasözleşmesiyle TTK. m. 385/son’da sayılanların dışında da müktesep haklar getirilebilir.
Diğer yandan giriş bölümümüzde değindiğimiz üzere bu gibi bireysel hakların yanısıra kanun
bazı haklardan yararlanabilmek için esas sermayeye oranla belirli bir
miktar payın maliki olma şartını aramaktadır. Bu hâlde ise giriş
bölümünde ifade etmiş olduğumuz üzere "azınlık hakları" denilen haklar gündeme gelmektedir. "Azınlık pay" kavramı TTK.'da esas sermayenin (en az) onda birini oluşturan payları ifade etmek üzere kullanılmaktadır[22]. Bu oran, şirket anasözleşmesi ile azaltlabilir ancak arttırılamaz[23]. Azınlık
haklarının kullanılmasındaki 1/10’luk bu genel oran, SPK.’na tabi olan
yani halka açık anonim şirketlerde 1/20’ye yani %5’e düşürülmüştür (SPK.
m. 11/f.8). Bir pay sahibi tek başına esas sermayenin onda birini ve
halka açık anonim şirketlerde yirmide birini oluşturan pay oranına sahip
olduğu takdirde, azınlık payları için öngörülen hakları da tek başına
kullanabilecektir. Buna karşın, pay toplamı ancak birden fazla pay
sahibinin paylarını birleştirmesi sonucunda esas sermayenin onda birine
veya halka açık anonim şirketlerde yirmide birine karşılık
gelebiliyorsa, azınlık paylarına tanınan haklar, bu pay sahiplerinin
tümü tarafından yani birlikte kullanılmalıdır[24].
Genel olarak azınlık haklarını da şöyle özetleyebiliriz:
· Yönetim kurulu üyeleri, şirkete verdikleri zararlar için dava edilebilmeleri:
Bunun için kural olarak, şirket genel kurulunun bu yolda bir karar alması gerekmektedir (TTK.
m. 341/f.1). Genel kurul aksi yönde karar almış olmasına rağmen,
azınlık oluşturan pay sahipleri, dava açılması yönünde oy kullanırlarsa,
şirket tarafından bir ay içinde yönetim kurulu üyeleri aleyhine dava
açılması gerekmektedir. (TTK m. 341/f.1).
· Genel kurulu toplantıya çağırabilmeleri:
Prensip
itibariyle, şirket genel kurulunu toplantıya davet etmek yetkisi ilk
olarak yönetim kuruluna ve koşulların gerçekleşmesi durumunda da
denetçilere aittir (TTK. m. 365 ve 355) Ancak azınlık pay sahipleri,
yazılı olarak gerektirici sebepleri bildirmek suretiyle yönetim kuruluna
başvurup, genel kurulun toplantıya çağrılmasını isteyebilirler. Bu
talebin yönetim kurulu tarafından dikkate alınmaması ihtimâlinde aynı
talep ile denetçilere başvurabilirler. Denetçilerden de bir sonuç elde
edilemediği takdirde ise şirket merkezinin bulunduğu yerdeki ticaret
mahkemesine başvurarak, genel kurulun kendileri tarafından toplantıya
davet edilmesi konusunda yetkili kılınmalarına karar verilmesini
isteyebilirler (TTK. m. 366, 367).
· Gündeme madde ekletebilmeleri:
Şirket
genel kurulu toplantısında görüşülecek konuları (gündemi) tespit etmek
yetkisi de kanun tarafından yönetim kuruluna verilmiştir. Ancak azınlık
talepte bulunursa, yönetim kurulu onların istedikleri konuları da
gündeme almak zorundadır. Yönetim kurulunun bu husustaki bir ihmâli
üzerine azınlık pay sahipleri, yukarıdaki gibi, mahkemeden, gündeme ek
yapmak için yetkili kılınmaları isteyebilirler (TTK. m. 366, 367).
· Bilanço görüşmelerini erteletebilmeleri:
Bilançonun
onaylanması hakkındaki genel kurul görüşmeleri sırasında, azınlık
talepte bulunduğu takdirde, bu görüşmenin (en az) bir ay sonraya
ertelenmesi gerekir (TTK. m. 377). Doğal olarak, bilanço ile ilgili
diğer hususların görüşülmesinin de bir ay ertelenmesi zorunlu olacaktır[25].
· Özel denetçi atanmasını isteyebilmeleri:
Şirket
genel kurulu toplantısından en az altı ay önceden beri, esas sermayenin
en az onda birine sahip olan pay sahipleri son iki yıl içinde şirketin
kuruluşuna veya yönetim işlemlerine ilişkin bir kötüye kullanımının vuku
bulduğunu ya da kanun yahut ana sözleşme hükümlerine önemli surette
aykırı davranıldığını iddia ettikleri takdirde bu iddiaların incelenmesi
için genel kurulundan özel denetçi atanmasını isteyebilirler. Bu
isteğin genel kurul tarafından reddedilmesi durumunda ise azınlık pay
sahiplerinin, mahkemeye başvurarak, özel denetçi tayin ettirme hakkı
bulunmaktadır (TTK m. 348).
· Şirket yönetim kurulu üyelerini veya denetçileri şikayet edebilmeleri:
Azınlık
pay sahipleri, şirket yönetim kurulu üyeleri veya müdürler aleyhinde
denetçilere şikayette bulunabilirler. Bu takdirde denetçiler, şikayet
konusu hakkında incelemede bulunmak, sonuçlarını genel kurula
sunacakları raporlarında belirtmek ve gerekli gördükleri takdirde genel
kurulu derhal toplantıya çağırmakla yükümlüdürler (TTK. m. 356).
Bütün
bunlardan sonra birikimli oy sisteminin azınlıkta kalan paydaşlara
tanınan ve onların haklarını korumaya yönelik bir imkan olduğuna şüphe
yoktur[26].
Azınlıktaki pay sahiplerinin ortaklık yönetim kurulunda ve denetim
birimlerinde temsil edilmeleri, ortaklar arasındaki çıkar dengelerinin
sağlanması ve korunması bakımından etkili bir yoldur. Zira, vereceği
oylar sonuçta kendisi bakımından zaten bir işe yaramayacağı düşüncesiyle
oy kullanmaya bile gitmeyecek olan azınlık pay sahipleri, bu sistemin
etkin bir şekilde uygulanması üzerine pay sahipleri olmaktan gelen oy
kullanma hakkını kullanarak bundan böyle kendi çıkarları için daha etkin
olmak adına genel kurul toplantılarına katılacaklar ve burada güçlerini
göstereceklerdir[27].
Birikimli oy sistemi uygulaması bu denli azınlık lehine bir uygulama
olduğuna göre, acaba bu yöntemle hukukumuza yeni bir azınlık hakkı mı
girmiştir sorusu gündeme gelmektedir. Hemen ifade edelim ki, teknik
olarak birikimli oy kullanma hakkı bir azınlık hakkı olmayıp bireysel
bir hak niteliğini hâizdir[28]. Bireysel haklardan ise, ortaklık dolayısı ile sahip olunan bireysel haklar kategorisinde düşünülmelidir. Zira pay sahipleri bu haklarını kural olarak öteki pay sahipleri ile beraber kullanacaklardır. Bu
hakka sahip olan her pay sahibi, pay oranın miktarına bakılmaksızın
yönetim kurulu ve denetim birimlerinin seçimlerinde oyunu birikimli
olarak kullanabilecektir. Bununla birlikte, bu haktan daha çok çıkar
sağlayacak taraf azınlık olacağı için kimi zaman bunun bir azınlık hakkı
olduğu görüşleri ile de karşılaşılabilir, fakat bu görüş, birikimli oy
kullanma hakkının şirkette sadece belirli bir yüzdeye sahip (örneğin %5
gibi) azınlık tarafından kullanılabileceği anlamında yorumlanamaz[29].
Buna
göre kısaca birikimli oy kullanma hakkı ile azınlık hakları kavramları
arasındaki önemli farklılıkları şu şekilde belirtebiliriz:
Herşeyden
önce azınlık hakları TTK. temellidir ve kural olarak ister halka açık
isterse kapalı olsun bütün anonim şirketler için geçerlidir. Oysa,
birikimli oy sistemi SPK. ile getirilen bir hak olup bunun doğal sonucu
olarak da sadece halka açık anonim şirketler için uygulama alanı
bulabilecek bireysel haklardandır. İkinci olarak, birikimli oy kullanma
hakkı, halka açık anonim şirketlerde sadece yönetim kurulu ve denetim
birimi üyelerinin seçiminde özellikle azınlıkta kalan payları temsil
etmek üzere kullanılabilen, onlara bu yönde yeni bir güvence bahşeden[30] bir haktır. Bu yönüyle birikimli oy sistemi, özellikle küçük yatırımcıların çıkarlarını korumaya hizmet etmesi amacıyla öngörülmüştür[31].
Keza, yukarıda da iafede etmiş olduğumuz gibi azınlık haklarının
kullanılabilmesi için prensip itibariyle şirket sermayesini temsil eden
payların en az 1/10’unun (halka açık anonim şirketlerde 1/20’sinin) bir
araya gelmesi gerekiyorken, birikimli oy kullanma yönteminde böyle bir
koşul da aranmamıştır.
III. İlgili Mevzuat
Sermaye Piyasası Kanunu m. 22, (a)’dan (y)
bendine kadar kamu kurumu niteliğinde olan Sermaye Piyasası Kurulu’na
bir dizi önemli görevler yüklemiştir. Söz konusu hükme 15.12.1999 tarih
ve 4487 sayılı Kanunla eklenen (v) bendi konumuza ilişkin olup şu düzenlemeyi içermektedir: Sermaye Piyasası Kurulu, “(Sermaye Piyasası Kanununa) tabi
anonim ortaklıkların genel kurullarında yönetim ve denetim kurulu
üyelerinin seçimlerine ilişkin kararlarda her bir üyelik için
kullanılacak oy hakkının, kısmen veya tamamen bir veya birkaç üyenin
seçiminde birikimli olarak kullanılabilmesi yöntemine ilişkin
düzenlemeleri yapmak”la görevli ve yetkilidir.
Görüldüğü
üzere SPK. halka açık anonim ortaklıkların genel kurullarında denetim
ve yönetim kurulu üyelerinin seçimlerinde birikimli oy kullanma yöntemin
kabul etmiş, bu konuda düzenleme yapma yetki ve görevini ise Sermaye
Piyasası Kurulu’na vermiştir. Sermaye Piyasası Kurulu da bu konuyu
düzenlemek amacıyla Sermaye
Piyasası Kanununa Tabi Anonim Ortaklıkların Genel Kurullarında Birikimli
Oy Kullanımına İlişkin Esaslar Hakkında Tebliği (Seri: IV, No: 29) yayınlamış ve yürürlüğe sokmuştur[32]. Sermye Piyasası Kurulu bu düzenleme ile birikimli oy sistemini, esas sözleşmelerinde hüküm bulunmak kaydıyla şirketler için isteğe bağlı tutmuştu (bkz. m. 5/son).
Sermaye Piyasası Kurulu daha sonra 21 Aralık 2003 tarihinde Sermaye
Piyasası Kanununa Tabi Anonim ortaklıkların Genel Kurullarında
Birikimli Oy Kullanımına İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğ’de Değişiklik
Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri: IV, No:31) ile, Seri: IV, No: 29 sayılı tebliği önemli ölçüde değiştirmiştir[33].
Böylece, başlangıçta şirket esas sözleşmesinde hüküm bulunmak kaydıyla
bütün halka açık anonim şirketler için ihtiyari olan birikimli oy
kullanma sistemi bazı koşulları taşıyan halka açık anonim şirketler için
zorunlu hâle getirilmiş, bu koşulları içermeyen anonim şirketlerin ise
isteğine bırakılmıştır. Ancak bu yöntemin uygulanabilmesi için her
hâlûkârda şirket esas sözleşmesinde hüküm bulunması gerekli görülmüş,
birikimli oy sistemini uygulamak zorunda olan halka açık anonim
şirketlere ana sözleşmelerini birikimli oy sistemine uygun olarak
değiştirme yükümlülüğü yüklenmiştir. Nitekim 18 Şubat 2003 tarihli ilk
Tebliğ’in 5. maddesinin üçüncü fıkrasını değiştiren 21 Aralık 2003 tarihli ikinci Tebliğ’in 1. maddesi; “Birikmli
oy yönteminin uygulanabilmesi için ortaklık ana sözleşmesinde açık
hüküm bulunması zorunludur. Hisse senetleri borsada işlem görmeyen ve
geçmiş iki yıl içerisinde pay sahibi sayısı sürekli olarak 500'ün
üzerinde olduğu herhangi bir şekilde anlaşılan ortaklıkların birikimli
oy yöntemini uygulamaları ve ana sözleşmelerinde birikimli oy yöntemine
yer vermeleri zorunludur. Ortaklıklar, bu durumun doğmasını izleyen ilk
olağan genel kurullarında ana sözleşmelerini birikimli oy kullanma
hükümlerini içerecek şekilde değiştirmekle yükümlüdürler. Diğer
ortaklıklar bakımından birikimli oy yönteminin uygulanması ihtiyaridir” hükmünü içermektedir.
Görüldüğü
gibi Kurul bu düzenlemeyle, birikimli oy kullanma yönteminin
uygulanmasında ikili bir ayırıma gitmekte bazı halka açık anonim
ortaklıklar için bu yöntemi zorunlu hâle getirmekte bazı şirketlerin ise
isteklerine bırakmaktadır. Şöyle ki;
Birikimli Oy Kullanma Sistemine Geçmesi İhtiyari (İsteğe Bağlı) Olan Halka Açık Anonim Ortaklıklar:
Ortak
sayısı 500’ün altında olan halka açık anonim ortaklıklar ile hisseleri
borsada işlem gören bütün halka açık anonim ortaklıklar için bu yöntemi
kullanmak ihtiyaridir. Ancak birikimli oy sistemini benimsemek isteyen
bu şirketlerin de yürürlükteki düzenleme karşısında ana sözleşmelerini
bu yönde değiştirmeleri gerekmektedir.
Birikimli Oy Kullanma Sistemine Geçmesi Zorunlu Olan Halka Açık Anonim Ortaklıklar:
Hisse
senetleri borsada işlem görmeyen ve geçmiş iki yıl içerisinde pay
sahibi sayısı sürekli olarak 500'ün üzerinde olduğu herhangi bir şekilde
anlaşılan halka açık anonim ortaklıkların tümünün birikimli oy
yöntemini uygulamaları ve ana sözleşmelerinde birikimli oy yöntemine yer
vermeleri zorunludur. Söz konusu konumda olan ortaklıklar, bu durumun
doğmasını izleyen ilk olağan genel kurullarında şirket ana
sözleşmelerini birikimli oy kullanma hükümlerini içerecek şekilde
değiştirmekle yükümlü tutulmuşlardır. Tebliğ’de yapılan son revizyon ile
zorunlu olarak birikimli oy sistemine geçmesi gereken halka açık anonim
şirketler bu değişikliği izleyen ilk olağan genel kurullarında ana
sözleşmelerini birikimli oy kullanma hükümlerini içerecek şekilde
değiştirmekle yükümlü tutulmuşlardır. Söz konusu revizyon 21 Aralık
2003 tarihinde yürürlüğe girmiş olduğuna göre, bu şirketler 21 Aralık
2003 tarihini izleyen ilk olağan genel kurul toplantılarında şirket ana
sözleşmelerini birikimli oy sistemine uygun olarak değiştirmek
zorundadırlar. Anonim şirketlerde olağan genel kurulların, her hesap
devresi sonundan itibaren 3 ay içinde ve yılda en az bir kez yapılması
yasal zorunluluktur (TTK. m. 364/f.1). Söz konusu madde, en fazla bir
yıl olmak şartıyla, hesap devresinin ana sözleşme ile tespit
edilebileceğini hükme bağlamaktadır (ayrıca karş. TTK. m. 369/f.1).
Ancak Ayhan’ın isabetle belirtmiş olduğu üzere gerek TTK. m.
457’nin emredici karakteri ve gerekse vergi mevzuatının getirmiş olduğu
düzenlemeler, bizi hukukumuzda hesap devresinin bir takvim yılı olduğu
sonucuna ulaştırmaktadır[34].
Buna göre olağan genel kurul toplantılarının en geç her takvim yılının
Mart ayı sonuna kadar gerçekleştirilmesi gerekir. Bu itibarla, zorunlu
olarak birikimli oy sistemine geçmekle yükümlü olan halka açık anonim
şirketler, en geç 31 Mart 2004 tarihi itibariyle Tebliğ’in emrettiği
düzenlemeye uygun olarak, yapmış oldukları olağan genel kurul
toplantılarında ana sözleşmelerini birikimli oy sistemine uygun olarak
revize etmeleri gerekirdi. Bu düzenleme karşısında, 31 Mart 2004
tarihine kadar, genel kurul toplantısı yapıp da ana sözleşmelerini
birikimli oy sistemine uygun olarak değiştirmeyen, bu süre içinde genel
kurullarını toplamayan halka açık anonim şirketlerin ana sözleşmelerinde
var olan hükümler bundan böyle Tebliğ’in emredici düzenlemesi ile
çelişmektedirler. Böyle bir durumda da geçerli olarak uygulanması
gereken elbette Tebliğ’in emredici hükümlerine aykırı olan şirket ana
sözleşmeleri değil, bu yönde emredici hükümler getiren Tebliğ hükümleri
olacak, Tebliğ hükümlerine aykırı olan şirket ana sözleşme hükümleri ise
BK. m. 19/f.2 karşısında mutlak butlanla geçersiz (kesin hükümsüz)
olacak, bunun yerine Tebliğ’in emredici hükümleri uygulanacaktır[35].
Uygulamada
bu şartları taşıyan kimi halka açık anonim şirketlerin, söz konusu
düzenleminin emrinden bir kaç yıl daha kaçmak amacıyla olağanüstü genel
kurullara gittikleri ve bu genel kurullarda şirket yönetim kurulunu üç
yıl süre ile seçerek, kısa süre sonra yapılan olağan genel kurulda da bu
düzenleme doğrultusunda ana sözleşme değişikliği yapmak suretiyle
azınlığın yönetime girmesini ertelemeye çalıştıkları görülmüştür[36]. Ancak Yargıtay konuya ilişkin önüne gelen böyle bir olayda, birikimli oy sistemini uygulamak zorunda olan şirketlerin genel
kurullarının acilen toplanarak, birikimli oy sistemine göre, yönetim ve
denetim kurulu seçimi yapılmaları gerektiği yönünde isabetli bir karar
vermiştir[37]. Böylece kanuna karşı hile teşkil eden bu gibi hareketlerin de önüne geçilmiş olacaktır.
Konuya ilişkin mevzuat hakkında kendi fikrimizi de ifade etmek gerekirse şunları söyleyebilriz:
Kanımızca,
Sermaye Piyasası Kurulu’nun bu konuda karmaşık sayılabilecek bir ayrıma
gitmesi ve bazı şirketler için bu yöntemi zorunlu kılması bazılarının
ise isteğine bağlı tutması düzenleme yapma tekniği açısından isabetli
sayılamaz. Bir kere bir halka açık anonim şirketin geçmiş iki yıl içinde
ortak sayısının sürekli olarak 500’ü geçtiğinin tespiti nasıl
yapılacaktır? Bir an için bu tespitin de yapıldığını ve bu şirketlerin
zorunlu olarak birikimli oy sistemini benimsediklerini varsayalım.
Pekiyi acaba zorunlu olarak birikimli oy sistemini benimsemek ve bu
yönde anasözleşmelerini değiştirmek durumunda kalan şirketlerde ortak
sayısı daha sonra 500’ün altına düşerse bu şirket tekrar ana
sözleşmesini değiştirip birikimli oy sisteminden vazgeçebilecek midir?
Bu ikili düzenleme karşısında bu soruya olumlu cevap vermek
gerekmektedir. Öte yandan, bir başka sorun da acaba şirkette ortak
sayısı tam 500 ise bu durumda uygulama nasıl olacaktır? Yani son iki yıl
boyunca 500 ortaklı olan ve bu sayıyı hiç artırmayan bir şirket
birikimli oy sistemini benimsemek zorunda mıdır yoksa bu şirket için de
birikimli oy sistemi ihtiyari midir? Söz konusu düzenleme “hisse senetleri borsada işlem görmeyen ve geçmiş iki yıl içerisinde pay sahibi sayısı sürekli olarak 500'ün üzerinde”
bulunan şirketlerden bahsettiğine göre, ortak sayısı 500’ü aşmayan
şirketler için de birikimli oy sistemini benimsemenin ihtiyari olduğu
sonucuna ulaşmak gerekir.
Bu
konuda gerçekten azınlığın haklarının korunması düşünülüyorsa
kanaatimizce yeknesak ve zihinlerde karışık yorumlara yer vermeyecek
düzenlemelere gitmek gerekir. Aksi takdirde bu ve benzeri düzenlemeler
pratikte kendilerinden beklenen yararları sağlayamayacaklardır.
IV. Uygulama
Türk Ticaret Kanun m. 312’ye göre kural olarak bütün anonim şirketlerde en az 3 yönetim kurulu üyesi bulunması gerekir[38].
Bu asgari sayı bazı anonim şirket türlerinde artırılmıştır. Örneğin
banka anonim şirketlerinin en az 5 yönetim kurulu üyesi olmalıdır
(Bank.K. m. 21). Yönetim kurulu üyeliği sayısı bakımından kanunda bir
üst sınır öngörülmemiştir. Bu itibarla kanunlardaki asgari sınıra uymak
koşulu ile yönetim kurulu üyesinin üst sınırını genel kurul
belirleyecektir[39].
Yönetim kurulu üyeleri en çok üçer yıllık dönemler için seçilebilirler
ve şirket ana sözleşmesimde tersine bir hüküm olmadığı sürece aynı
üyelerin yeniden seçilmelerine hukuki bir engel yoktur (TTK. m. 314).
Yine bütün anonim şirketlerde bulunması zorunlu olan bir diğer birim de
denetçiliktir. Her anonim şirkette en az 1 en bir denetçinin bulunması
yasal zorunluluktur. Kanun yönetim kurulu üye sayısı için üst sınır
öngörmemekle birlikte denetçi sayısı için bir üst sınır öngörmüştür.
TTK. m. 347/f1 hükmüne göre bu sayı en fazla 5 olarak belirlenmiştir.
Denetçiler de en fazla üç yıl için seçilebilirler ve aynı denetçinin
yeniden seçilmesinde hukuki bir engel yoktur (TTK. m. 347/f.2).
Bu genel esaslar çerçevesinde birikimli oy sisteminin nasıl uygulanacağına bakalım:
Birikimli
oy kullanacak ortak,genel kurul toplantısından en az 2 (iki) gün
öncesinden oyunu birikimli sisteme göre kullanmak istediği yönündeki
iradesini ortaklığa yazılı olarak bildirmek zorundadır[40].
Sadece bir paydaşın bu yönde ortaklığa bildirimde bulunması, genel
kurul toplantısında birikimli oy sisteminin uygulanması için yeterli
olup, öteki pay sahipleri bildirim yapmaksızın da oylarını birikimli
yönteme uygun olarak kullanabilirler (karş. Tebliğ, m. 9).
Yukarıda
da tanımını vermiş olduğumuz gibi birikimli oy sisteminde oy sayısı,
kontrol edilen pay sayısı ile, doldurulmak istenen yönetim kurulu veya
denetçi üye sayısı çarpılmak suretiyle bulunur. Seçilelecek üye sayısı
arttıkça, üyelerin tümünü seçebilmek için gerekli olan pay miktarı da
yükselmektedir[41].
Paydaş bu şekilde ulaşılan toplam oy sayısını ister tamamen bir adaya isterse belirlediği adaylara bölerek kullanabilmektedir[42].
Bir diğer söyleyişle, ortak, seçim yapılan üyelikler için oy
kullanmayabilmekte ve fakat katılmadığı üyelik seçiminde sahip olduğu oy
hakkını, katıldığı bir veya birkaç üyeliğin seçiminde toplu olarak
kullanabilmektedir.
Bu metodun uygulanmasında kullanılan formül şu şekildedir:
x= (y.z /t+1 )+1
x= Seçilmesi istenen yönetim kurulu üyesinin seçimi için gerekli
pay (oy) miktarı
y= Seçilmesi istenen yönetim kurulu üyelerinin sayısı
z= Oy verme hakkı olan payların miktarı
t= Seçilecek yönetim kurulu üyelerinin toplam sayısı[43]
Bu formülün uygulanması sonucunda bulunan miktar (yani x)
seçilmek istenen yönetici sayısı ile çarpılarak bir yönetim kurulu
üyesinin seçilmesi için ne kadar paya ihtiyaç duyulduğu bulunur.
Bu formulü basit bir örnekle açıkladıktan sonra diğer örneklerimize geçelim:
Mehmet sermayesi 1000 paya ayrılmış halka açık bir anonim şirkette 350 payın kontrolünü, Ahmet ise 650 payın kontrolünü elinde tutuyor olsun. Dolayısıyla Mehmet 350x 3 =1050, Ahmet ise 650 x 3 = 1950 pay üzerinden oy kullanabilecektir. Bu şirkette toplam 3 yönetim kurulu üyesinin seçileceğini varsayalım. Mehmet’in bir yönetim kurulu üyesi seçebilmesi için ne kadar paya ihtiyaç duyduğunu bu formülü kullanarak belirleyebiliriz.
x= [(1).(1000) / 3+1]+1=251
x = 251 . 3 = 753
Görüldüğü gibi bu örnekte yönetim kuruluna seçilmek istenen bir aday seçim sonucunda en az 753 adet payın oyunu almalıdır. Mehmet
bu oylamada yönetim kuruluna üye olarak seçilmek istiyorsa kendisine
veya seçmek istediği bir başka kişi ise ona (251x 3 =753) oy vererek
azınlıkta olmasına rağmen bir kişiyi yönetim kuruluna üye olarak
seçebilir. Geriye ise hâlâ 1050 – 753 = 297 paylık oy hakkı
bulunmaktadır. Bunu da dilediği şekilde kullanabilecektir.
Aynı şekilde pay, dolayısıyla oy çoğunluğunu elinde bulunduran Ahmet de oylarını birikimli oy sistemine uygun şekilde kullanarak iki adayı yönetim kuruluna seçebilecektir (752 x 2 = 1506). Ahmet’in ise geriye 444
[1] Bkz. aşa. II.
[2] Clark, Lawrence S. / Kinder, Peter D., Law
And Business, The Regulatory Environment, Third Edition, New York, St.
Louis, San Francisco, London, Hamburg, Paris 1991, sh.396.
[3] Bkz. http://www.fairvote.org/vra/fullrep/cumulative.htm. (10/01/2005).
[4] Bilgin, sh.1.
[5] Ayhan, sh.5.
[6] Ergün, Şebnem, Birikimli Oy, http://www.spk-mpd.org/sergun06.doc. (25/12/2004); Magnone, http://www.illinois-attorney.com/lp22.htm.
[7] Ergün, http://www.spk-mpd.org/sergun06.doc.
[9] Clark / Kinder, sh. 396; Ergün, http://www.spk-mpd.org/sergun06.doc; www.spk.gov.tr; Ayrıca bkz. Tekinalp, Ünal (Poroy, Reha / Çamoğlu, Ersin), Ortaklıklar ve Kooperatif Hukuku, Güncelleştirilmiş 8. Bası, İstanbul 2000, N.959a; Pulaşlı, Hasan, Şirketler Hukuku, Güncelleştirilmiş 4. Baskı, Adana 2004, sh.548.
[10] Cortes, Anna, Cumulative Voting, http://www.ahrc.com/new/index.php/src/forums/sub/qa/action/ShowMedia/id/722; Şehirli, Kübra, Kurumsal Yönetim, http://www.spk.gov.tr/yayinlar/arastirmaraporlari/kye/ksehirli.pdf. sh.3 ve 17, (25/12/2004); Ayrıca bkz. Okutan Nilsson, Gül, Halka
Açık Anonim Ortaklıklarda Birikimli Oy Kullanımı, Bilgi Toplumunda
Hukuk, Prof. Dr. Ünal Tekinalp’e Armağan, C.I, İstanbul 2003, sh.563. Örnek uygulama için bkz. aşa. IV.
[11] Ayhan, sh.5; Anonim şirketlerde “Kurumsal Yönetim”in önemi konusunda bkz. Şehirli, sh. 1 vd..
[12] Metin, Semih, Sermaye Piyasası Mevzuatındaki Gelişmeler, Birikimli Oy, http://www.spk-mpd.org/smetin06.doc. (29/12/2004); Cortes, http://www.ahrc.com/new/index.php/src/forums/sub/qa/action/ShowMedia/id/722.
[14] Bkz. An Early History of Cumulative Voting in Illinois, http://www.prairienet.org/icpr/CV/history.html. (31/12/2004).
[15] http://www.prairienet.org/icpr/CV/history.html; Birikimli oy sisteminin lehine ve aleyhine gelişen görüşler için bkz. Okutan Nilsson, sh.564-569.
[17] Ergün, http://www.spk-mpd.org/sergun06.doc.
[18] Ergün, http://www.spk-mpd.org/sergun06.doc.
[19] Bkz. Cumulative Voting for Corporate Boards, July 2004, http://www.fairvote.org/cumulative/corporate/cbcvmain.htm. (31/12/2004).
[20] Tekinalp (Poroy / Çamoğlu), N.751; İmregün, Oğuz, Kara Ticareti Hukuku Dersleri, 12. Baskı, İstanbul 2001, sh.401; Doğrusöz, Bumin, A., Anonim Şirketlerde Azınlık Hakları, DÜNYA Gazetesi, 03.06.2004, Perşembe, http://www.turmob.org.tr/turmob/basin/03-06-2004.htm. (03/01/2005); Tekil, Fahiman, Anonim Şirketler Hukuku, İstanbul 1998, sh.393.
[21] İmregün, sh. 401.
[22] Deryal, Yahya, Ticaret Hukuku, Geliştirilmiş 6. Baskı, Derya Kitabevi, Trabzon 2002, sh.285; Doğrusöz, http://www.turmob.org.tr/turmob/basin/03-06-2004.htm.
[23] Şener, Oruç Hami, Uygulamalı Ortaklıklar Hukuku, Seçkin Yayınları, Ankara 2002, sh.102.
[25] Fazla bilgi için bkz. Kayar, İsmail, Anonim
Ortaklık Genel Kurul Toplantılarında Azınlığın Bilanço İle İlgili
Görüşmelerin Ertelenmesine Karar Verme Hakkı,
http://adliyem.sitemynet.com/azinlikbilanco.htm. (31/12/2004).
[27] Bkz. Ayhan, sh.4.
[28] Aynı yönde Okutan Nilsson, sh.571; Ayrıca bkz. Tekinalp (Poroy / Çamoğlu), N.751.
[30] Kızılot, Şükrü, Azınlıktaki Ortağa Yönetime Girme Avantajı, 27 Aralık 2004 Tarihli Hürriyet Gazetesi.
[31] Gürek, Harun, Birikimli Oy Uygulamasına İlişkin Bilgi, http://www.milliyet.com.tr/2000/05/11/ekonomi/eko08.html, (01/04/2005).
[32] Bkz. RG. T. 18 Şubat 2003, S. 25024.
[33] Bkz. RG. T. 21 Aralık 2003, S. 25323.
[37] Y. 11. HD. T. 14 Aralık 2004, E. 2004/345, K. 2004/336 sayılı kararı. (Kararın tam metni için bkz. Yaklaşım Dergisi sh.145).
[38] Anonim şirketlerde yönetim kurulu üyelerinin sorumlulukları için bkz. Özmen, Çiğdem, Anonim Şirketlerde Yönetim Kurulu Üyelerinin Hukuki Sorumluluğu, http://www.ydk.gov.tr/sayi_3_4.htm. (03/01/2005).
[39] Deryal, sh.262.
[40] Pulaşlı, sh.551.
[41] Tekinalp (Poroy / Çamoğlu), N.959a; Pulaşlı, sh.548.
[42] Clark / Kinder, sh.396.
[43] Formül için bkz. Clark / Kinder, sh.396.
oyu kalmaktadır (1950 – 1506 = 444). Bunu da dilediği gibi kullanabilecektir[1]. Bu örneğimizi bir tablo yardımıyla şöyle gösterebiliriz:
Kaynak[2]
Bir başka örneğimizi de 5 yönetim kurulu üyesinin seçilmesine yönelik olarak şu şekilde verebiliriz:
Halka
açık bir anonim şirkette paylar 100.000 hisseye ayrılmış olsun. Bu kez
(X) ve (Y) olmak üzere karşılıklı iki grubun varlığını kabul edelim.
(X)
grubu 65.000 hisseyi, (Y) grubu da 35.000 hisseyi kontrol altında
tutuyor bulunsun. Şirketin yönetim kuruluna 5 yönetim kurulu üyesi
seçileceğini ve her bir grubun 5 er aday gösterdiğini varsayalım. Bu
durumda (X) grubunun sahip olduğu toplam oy sayısı 325.0000 (65.000 x
5), (Y) grubunun ise 175.000 olmaktadır (35.000 x 5). Şayet (X) ve (Y)
grupları oylarını birikimli oy sistemi çerçevesinde kullanırlarsa, (X)
grubunun 3 adayı, (Y) grubunun ise 2 adayı yönetim kuruluna üye olarak
seçilebilecektir. Böylece, çoğunluk sisteminin uygulanması durumunda
yönetime girmesi mümkün olmayan azınlıkta kalan (Y) grubu da birikimli
oy sistemi ile yönetim kurulunda temsil edilme imkanına kavuşmuş
olacaktır.
Kaynak[3]
Görüldüğü
gibi, birikimli oy sisteminin temel amacı, azınlığın yönetim kurulunda
temsil edilmesini güvence altına almaktır. Bu yöntem kendi içinde
adaletli bir yöntemdir. Çünkü şirketin %51 hissesine sahip olan grup
çoğunlukta, %49’una sahip olan gurup ise azınlıkta olmaktadır. Bu
sistemin uygulanmadığı her durumda şirket paylarının %49 una sahip olan
bir grup yönetimde temsil edilemez.
Belirtmek
gerekir ki bu sistemde sadece azınlık grup değil çoğunluktaki grup da
oylarını uygun bir şekilde dağıtmanın yolunu bularak sahip oldukları
payları doğru sayıda oya dönüştürmeli ve bu oylarla hedefledikleri
yönetici sayısını seçmeyi başarabilmelidirler. Başka bir ifadeyle, bu
sistemde bir tehlike söz konusudur: Azınlık hisseyi kontrol eden grup
yönetim kurulunun çoğunluğunu seçebilir. Böyle bir durum da amacı
yürütme kurullarında temsilde adaleti sağlamak olan birikimli oy
sisteminin ruhuna uygun olmayacaktır. Çünkü birikimli oy sisteminin
temel amacı azınlığı çoğunluğun üzerine çıkarmak değil, onları çoğunluk
karşısında korumaktır. Bu itibarla, Ergün’ün isabetle
belirttiği üzere çoğunluğu elinde bulunduran grubun yönetimdeki
hakimiyetini kaybetmemesi için birikimli oy yöntemini dikkatle
uygulamaları ve birikimli oyun adaylara dağılımında hesaplama hatalarına
düşmemeleri gerekmektedir[4].
Örneğin
5 yönetim kurulu üyesinin seçileceği bir şirkette çoğunluğu oluşturan
grubun sahip olduğu hisse sayısının 6000, azınlığın ise 4000 olduğunu
kabul edersek ve çoğunluk birikimli oy sistemini göz ardı ederek genel
hükümlere göre, azınlık grup ise birikimli oy sistemi çerçevesinde
oylarını kullanıp toplam oylarını sadece 3 adayına bölerse, 3 yönetim
kurulu üyesi azınlık grubundan çıkarken, çoğunluğun temsilci sayısı 2 de
kalacaktır.
Kaynak[5]
Keza,
çoğunluğun kontrolündeki pay sayısının 5.500, azınlığın kontrolündeki
pay sayısının ise 4.500 olduğu bir şirkette seçilecek 5 yönetim kurulu
üyesi için, çoğunluk hesaplama hatası yaparak birikimli oylarını 4
adayına bölerse, azınlık ise oylarını 3 aday üzerinde yoğunlaştırırsa,
çoğunluk yönetimdeki hakimiyetini 3 e 2 azınlık lehine kaybetmiş olur.
Kaynak[6]
Şu
halde, özellikle halka açık anonim şirketlerde azınlığın, bu doğrultuda
küçük yatırımcının çoğunluk karşısında her zaman ezilmesini önlemek
amacıyla düşünülüp kabul edilen birikimli oy sistemi uygulamasında
çoğunluk da inisiyatifi elinden kaçırmamalı, oylarının dağılımını
birikimli oy sistemi çerçevesinde kullanmalıdır.
Bu arada hemen belirtelim ki, birikimli oy haklarını vekil aracılığı ile kullanmak isteyenler, SPK.’nun 09/03/1994 tarih ve 21872 sayılı RG.’de yayımlanan Seri:IV, No:8 sayılı Halka
Açık Anonim Ortaklıklar Genel Kurullarında Vekaleten Oy Kullanılmasına
ve Çağrı Yoluyla Vekalet veya Hisse Senedi Toplanmasına İlişkin Esaslar
Tebliği gereğince, vekile verecekleri vekalet formunda “birikimli oy”
kullanılması yönünde bir talimat vermeleri durumunda, vekilin söz
konusu paylara ilişkin oy hakkını birikimli olarak kullanması
zorunludur. Söz konusu talimatın verilmemesi ihtimâlinde, bu paylar,
birikimli oy hesabında nazara alınmayacak ve oy hakkının genel hükümler
çerçevesinde kullanılması gerekecektir (Tebliğ, Seri: IV, No:29, m. 8).
Sonuç
Anonim
şirketlerin ihraç etmiş olduğu pay senetlerini satın alarak yatırım
yapan bir kimse, tasarrufunun yönetim ve kontrolünü şirketin yönetici ve
denetçilerine bırakmış olmaktadır. Halka açık olmayan ve ortak sayısı
az olan anonim şirketlerde ortak ile yönetim arasında görüş farklılığı
ve çıkar çatışmasına rastlanmaz ve bu tip anonim şirketlerde azınlığın
yönetim veya denetim kademelerinde temsil edilme gibi taleplerine de pek
rastlanmaz. Buna karşılık özellikle sermayesi halka açılmış olan anonim
şirketlerde yönetimin parçası olmayan azınlık ile yönetim arasında
çıkar anlaşmazlıkları yoğundur. Bir anonim şirketin paylarına yatırım
yapan bir kimse eğer mevcut yönetimden beklediğini alamazsa elindeki pay
senetlerini elinden çıkarma yolunu seçebilir. Ancak özellikle corporate governance (kurumsal yönetim) ilkesinin
uygulanması ile şirkette azınlık konumunda bulunan paydaşalara da
işlerin idaresinde ve kontrolünde inisiyatif tanınırsa, yatırımcılar bu
şekilde hareket etmeyebileceklerdir. Çünkü böyle bir durumda
yatırımcılar kendi çıkarlarının da somut olarak korunduğunu görecek ve
şirket yönetim ve denetimine güvenleri ve inançları kuvvetlenecektir.
Birikimli oy sistemi ortaklara bu imkanı vermektedir. Ayrıca özellikle
pay senetleri sermaye piyasalarında işlem görmeyen halka açık anonim
şirketlerin paylarnın elden çıkarılmasındaki zorluk, elden çıkarılsa
bile gerçek değerinin elde edilemeyecek olması ihtimâlleri nazara
alındığında, mevcut yönetimden umduğunu bulamayan azınlık pay sahibi
konumundaki yatırımcı açısından birikimli oy kullanma sisteminin bu
yatırımcılara koruyucu işlevler sağlayabileceği gerçeği ortadadır.
Türkiye’de
birikimli oy sistemi SPK. m. 22/v ile öngörülmüş, adı geçen hüküm bu
konuda düzenleme yapma görev ve yetkisini Sermaye Piyasası Kurulu’na
vermiş Kurul da önce 18/02/2003 tarihinde Sermaye
Piyasası Kanununa Tabi Anonim Ortaklıkların Genel Kurullarında
Birikimli Oy Kullanımına İlişkin Esaslar Hakkında Tebliği (Seri: IV, No:
29) yayınlamış ve yürürlüğe sokmuştur. Sermye Piyasası Kurulu bu düzenleme ile birikimli
oy sistemini esas sözleşmelerinde hüküm bulunmak kaydıyla anonim
şirketler için isteğe bağlı tutmuştu. Kurul daha sonra 21 Aralık 2003
tarihinde Sermaye Piyasası Kanununa Tabi Anonim ortaklıkların Genel
Kurullarında Birikimli Oy Kullanımına İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğ’de
Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri: IV, No:31) ile, Seri: IV, No: 29 sayılı
tebliği önemli ölçüde değiştirmiş, başlangıçta şirket esas
sözleşmesinde hüküm bulunmak kaydıyla bütün halka açık anonim şirketler
için ihtiyari olan birikimli oy kullanma sistemi bazı koşulları taşıyan
halka açık anonim şirketler için (payları borsada işlem görmeyen halka
açık anonim şirketler) zorunlu hâle getirmiş, bu koşulları içermeyen
anonim şirketlerin ise isteğine bırakmıştır. Ancak bu yöntemin
uygulanabilmesi için her hâlûkârda şirket esas sözleşmesinde hüküm
bulunması gerekli görülmüş, bu sistemi uygulamak zorunda olan anonim
şirketlere ana sözleşmelerini bu yönde değiştirme yükümlülüğü
yüklenmiştir. Bu çalışmamızda da ifade etmiş olduğumuz üzere birikimli
oy sistemine geçmesi zorunlu olup da 31 Mart 2004 tarihine kadar ana
sözleşmelerini bu yönde değiştirmeyen halka açık anonim şirketler
hakkında bundan böyle ana sözleşmeleri hükümleri değil, emredici
karakterde olan Tebliğ hükümlerinin uygulanması gerekir.
Ülkemizde
halka açık anonim şirketlerde şirketin yönetim ve denetim birimlerinin
seçiminde birikimli oy sisteminin kabul edilmesi yerinde olmuştur. Bu
düzenleme yönetim ve denetim birimlerinde temsil açısından azınlığı
çoğunluk karşısında koruyacağı gibi, küçük yatırımcıyı da sermaye
piyasalarına çekecektir. Ancak ilgili merciiler birikimli oy sisteminin
kullanılması açısından kanaatimizce yeknesak ve zihinlerde karışık
yorumlara yer vermeyecek düzenlemelere gitmelidirler. Aksi takidirde
birikimli oy sistemi, pratikte yatırımcılara kendisinden beklenen
yararları sağlamaktan uzak kalabilecektir.
Kısaltmalar
ABD. : Amerika Birleşik Devletleri
aşa. : aşağıda
Bank.K. : Bankalar Kanunu
Bkz. (bkz.) : Bakınız
C. : Cilt
E. : Esas
f. : Fıkra
HD. : Hukuk Dairesi
İİBF. : İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
K. : Karar
Karş. : Karşılaştırınız
m. : madde
RG. : Resmi Gazete
S. : Sayı
sh. : sahife
SPK. : Sermaye Piyasası Kanunu
T. : Tarih
T.C. : Türkiye Cumhuriyeti
TTK. : Türk Ticaret Kanunu
vd. : ve devamı
Y. : Yargıtay
Referanslar
Ayhan, Rıza, Birikimli Oy Sistemi ve Azınlığa Sağladığı Haklar, Türk Hukuk Enstitüsü Dergisi, Kasım 2004.
Bilgin, Tevfik, Halka Açık Şirketlerin Yönetiminde Demokratik Bir Yöntem Birikimli Oy, www.makalem.com.tr. pdf. Dosyası. (05/01/2005).
Clark, Lawrence S. / Kinder, Peter D., Law And Business, The Regulatory Environment, Third Edition, New York, St. Louis, San Francisco, London, Hamburg, Paris 1991.
Cortes, Anna, Cumulative Voting, http://www.ahrc.com/new/index.php/src/forums/sub/qa/action/ShowMedia/id/722. (10/01/2005).
Deryal, Yahya, Ticaret Hukuku, Geliştirilmiş 6. Baskı, Derya Kitabevi, Trabzon 2002.
Doğrusöz, Bumin, A., Anonim Şirketlerde Azınlık Hakları, DÜNYA Gazetesi, 03.06.2004, Perşembe, http://www.turmob.org.tr/turmob/basin/03-06-2004.htm. (03/01/2005).
Ergün, Şebnem, Birikimli Oy, http://www.spk-mpd.org/sergun06.doc. (25/12/2004).
Gürek, Harun, Birikimli Oy Uygulamasına İlişkin Bilgi, http://www.milliyet.com.tr/2000/05/11/ekonomi/eko08.html, (01/04/2005).
İmregün, Oğuz, Kara Ticareti Hukuku Dersleri, 12. Baskı, İstanbul 2001.
Kayar, İsmail, Anonim
Ortaklık Genel Kurul Toplantılarında Azınlığın Bilanço İle İlgili
Görüşmelerin Ertelenmesine Karar Verme Hakkı,
http://adliyem.sitemynet.com/azinlikbilanco.htm. (31/12/2004).
Kızılot, Şükrü, Azınlıktaki Ortağa Yönetime Girme Avantajı, 27 Aralık 2004 Tarihli Hürriyet Gazetesi.
Magnone, Richard, Cumulatıve Votıng In Illınoıs Corporate Law, http://www.illinois-attorney.com/lp22.htm. (30/12/2004).
Metin, Semih, Sermaye Piyasası Mevzuatındaki Gelişmeler, Birikimli Oy, http://www.spk-mpd.org/smetin06.doc. (29/12/2004).
Okutan Nilsson, Gül, Halka
Açık Anonim Ortaklıklarda Birikimli Oy Kullanımı, Bilgi Toplumunda
Hukuk, Prof. Dr. Ünal Tekinalp’e Armağan, C.I, İstanbul 2003.
Özmen, Çiğdem, Anonim Şirketlerde Yönetim Kurulu
Üyelerinin Hukuki Sorumluluğu, http://www.ydk.gov.tr/sayi_3_4.htm. (03/01/2005).
Pulaşlı, Hasan, Şirketler Hukuku, Güncelleştirilmiş 4. Baskı, Adana 2004.
Şehirli, Kübra, Kurumsal Yönetim, http://www.spk.gov.tr/yayinlar/arastirmaraporlari/kye/ksehirli.pdf. (25/12/2004).
Şener, Oruç Hami, Uygulamalı Ortaklıklar Hukuku, Seçkin Yayınları, Ankara 2002.
Tekil, Fahiman, Anonim Şirketler Hukuku, İstanbul 1998.
Tekinalp, Ünal (Poroy, Reha / Çamoğlu, Ersin), Ortaklıklar ve Kooperatif Hukuku, Güncelleştirilmiş 8. Bası, İstanbul 2000.
Linkler
An Early History of Cumulative Voting in Illinois, http://www.prairienet.org/icpr/CV/history.html. (31/12/2004).
Cumulative Voting for Corporate Boards, July 2004, http://www.fairvote.org/cumulative/corporate/cbcvmain.htm. (31/12/2004).
www.makalem.com.tr
www.spk.gov.tr
http://www.fairvote.org/vra/fullrep/cumulative.htm. (10/01/2005).
[1] Clark / Kinder, sh.396-397.
[2] Clark / Kinder, sh.397.
[3] Ergün, http://www.spk-mpd.org/sergun06.doc.; Benzeri örnekler için bkz. Bilgin, sh.4 vd.; Magnone, http://www.illinois-attorney.com/lp22.htm.
[4] Ergün, http://www.spk-mpd.org/sergun06.doc.
[5] Ergün, http://www.spk-mpd.org/sergun06.doc.
[6] Ergün, http://www.spk-mpd.org/sergun06.doc.; Ayrıca bkz. Bilgin, sh.4 vd.; Magnone http://www.illinois-attorney.com/lp22.htm.
|
Yorumlar
Yorum Gönder