Müdafiin Dosya İnceleme Hak Ve Yetkisi

GİRİŞ

Ceza muhakemesi, bir kimsenin suçu işlediğine yönelik şüpheyle başlar. Dolayısıyla kişinin suçlu olduğunu iddia eder. Savunma makamı da bunun doğru olmadığını aynı şartlarda söyleyebilmelidir. Savunmaya bu konuda imkân tanınmazsa, iddia hüküm olarak addedilir.1
Şüpheli veya sanık da savunma hakkı çerçevesinde iki seçeneğe sahiptir. Ya kendisini bizzat savunur ya da bir müdafiin yardımından yararlanır. Sanığın kendisini savunmasına bireysel savunma, müdafi aracılığıyla savunulmasına ise, toplumsal (kolektif) savunma denir. Şüpheli veya sanık, muhakeme sujesi olarak kendisine tanınan hakları etkin ve verimli şekilde, ancak müdafi aracılığı ile kullanabilir.
Müdafiin savunma makamı olma özelliğini yerine getirebilmesi için ise, şüpheli veya sanık hakkındaki suçlamayı, leh ve aleyhteki birtakım delilleri bilmesi gerekir. İşte müdafie tanınan dosya içeriğini inceleme hakkı, bu amaca hizmet eder. Bu hakkın temelinde ise, AY md. 36 düzenlenen hak arama hürriyeti yer almaktadır.

I. GENEL OLARAK

Müdafiin dosya inceleme yetkisi 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 153. maddesinde düzenlenmiştir.
Müdafiin dosya inceleme yetkisi CMK md. 153’ün yanı sıra, Avukatlık Kanun md. 46/2, Cumhuriyet Başsavcılıkları ile Adli Yargı İlk Derece Ceza Mahkemeleri Kalem Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik md. 45, Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliği md. 22 hükümlerinde düzenleme altına alınmıştır.
Çalışmamızda CMK md. 153 başta olmak üzere, ilgili kanun ve yönetmeliklere değinilecektir. Bu kapsamda CMK md. 153 sistematiği de dikkate alınarak, müdafiin dosya inceleme yetkisi, soruşturma ve kovuşturma aşaması bakımından ayrı olarak ele alınacaktır. En son olarak, Terörle Mücadele Kanunu bakımından dosya inceleme yetkisine de temas edilecektir.

II. SORUŞTURMA EVRESİNDE DOSYA İNCELEME YETKİSİ

A. Genel Olarak

CMK md. 157’de açık olarak belirtildiği üzere, soruşturma evresi gizlidir. Ancak bu gizliliğin iki anlamının olduğunu vurgulamak gerekir. İlk olarak dahili gizlilik, soruşturma işlemlerinde ilgililerden başka kimsenin hazır bulunmaması ve tarafların bazı soruşturma işlemlerinde bulunamamasını ifade eder. Soruşturmada yürütülen faaliyetlerin kamuya açıklanmaması, yayınlanmaması ise harici gizlilik olarak tanımlanabilir.2 CMK md. 153’te hüküm altına alınan, müdafiin soruşturma evresindeki dosya içeriğini inceleme yetkisi ise, dahili gizliliğin bir tezahürüdür. Zira müdafi, şüpheli veya sanığa hukuki yardımda bulunan sıfatıyla, ilgili kişilerdendir ve birtakım bilgi, belgelere ulaşabilmelidir.
Başka bir açıdan, suç işlendiği şüphesi üzerine harekete geçen ve soruşturma faaliyetlerini yürüten savcı, her türlü bilgi ve delillere sahiptir. Bu itibarla savcı açısından dosyanın incelenip incelenmemesi bir sorun oluşturmamaktadır.3 Ancak savcı dışındaki kişiler bakımından aynı durumun olduğu söylenemez. Ceza muhakemesi sisteminde kabul edilen ilkelerden biri olan, silahların eşitliği ilkesine göre, savunma makamı da aynı haklara sahip olmalıdır. Bu açıdan, soruşturma evresinde müdafie tanınan dosya inceleme yetkisi, iddia makamı ile savunma makamı arasında bir hak dengesi kurmak amacındadır.

B. Dosyanın İçeriği

Dosya içeriğini, yetkili mercilerin olaya ilk el koymasından itibaren topladığı leh ve aleyhteki belgeler; ses kayıtları, fotoğraflar, adli sicil kaydı, sicil dosyası, dava ile ilgili daha önceki mahkeme kararları, bilirkişi raporları ve tutulan her türlü tutanak oluşturur.4
Ancak dosya içeriğini inceleme yetkisinin, muhafaza altına alınmış delilleri de inceleme yetkisini, kendisinde barındırıp barındırmadığı hususa tartışmaya açıktır. CMK hükmünde, muhafaza altına alınmış delillerin soruşturma aşamasında incelenmesi hususunda açıklık bulunmamaktadır. İlk etapta, soruşturma evresi bakımından bunun bilinçli şekilde düzenlenmediği düşünülebilir. Ancak bu konuda bir görüşe göre, müdafiin iddiaya karşı gerçek bir savunma yapabilmesi için, soruşturma evresinde de muhafaza altındaki delilleri inceleme yetkisi düzenlenmelidir. Öte yandan, CMK md. 234/4’te mağdur vekiline soruşturma evresinde delilleri inceleme yetkisi tanınmış olmasına rağmen, şüpheli müdafiine bu yetkinin tanınmamış olması silahların eşitliği ilkesiyle bağdaşmaz.5
Delilleri görme hakkı, soruşturma dosyasındaki belgeleri inceleme hakkının bir bölümü değildir. Aksine bu hakkı tamamlayan bir haktır.6 Dolayısıyla kanunun bu konuda açık bir ifadesinin olmaması, bizi yanılgıya düşürmemelidir.

C. Dosyanın İncelenmesi

1. Serbest İnceleme

CMK md. 157 hükmünü yukarıda belirttiğimizden farklı bir şekilde yorumlamamız da mümkündür. Maddede, “kanunun başka hüküm koyduğu haller saklı kalmak ve savunma haklarına zarar vermemek koşuluyla” denmek suretiyle, soruşturma evresindeki gizlilik ilkesinin istisnaları olabileceğine işaret edilmiştir. CMK md. 153 hükmü ile birlikte de soruşturma evresinin gizliliği prensibi, müdafi ve suçtan zarar görenin vekili (CMK md. 153/5) açısından genel bir prensip olmaktan çıkıp istisna haline gelmiştir.7 Başka bir ifadeyle, CMK md. 153, müdafiin soruşturma evresinde dosyayı inceleyebilmesini kural haline getirmiştir. Dolayısıyla, müdafi ve suçtan zarar görenin vekili açısından bir hak ihdas edilmiş ve bunun sonucunda da dosya içeriğini inceleme konusunda yetkili hale gelmişlerdir.
Müdafiin soruşturma evresindeki dosyayı inceleme yetkisi, dosyanın kolluk veya savcılıkta bulunması açısından farklılık doğurmaz. İnceleme talebi bu organlara yapıldığı zaman, bu organların söz konusu talebi geri çevirme yetkileri de yoktur. Aksi düşünce, incelemenin izinle yapılması sonucunu doğurur. Halbuki CMK md. 153 hükmüyle inceleme kural, sınırlama istisna haline getirilmiştir.8
CMK md. 153 ve Avukatlık Kanunu md. 46/2 hükümlerinden hareketle, müdafiinin soruşturma dosyasını incelemek amacıyla vekaletname göstermesi gerekmez. Ancak doktrinde bir görüşe göre, bir avukatın ilgisi olmayan bir dosyayı, sırf merakı dolayısıyla incelemeyeceği için, vekaletnamesi yoksa en azından gözaltındaki şüpheliye sorulduktan sonra inceleme izni verilmelidir.9 Bir uygulamacı bakış açısından ise, şüpheliden izin alınması, soruşturma işlemlerinin ivedilikle yapılması gereken işlemlerden olması, gözaltındaki şüphelinin inceleme için izin verme konusunda sağlıklı psikolojiye sahip olamayabileceği, kolluk görevlilerinin engelleyici tavır takınabilecekleri sebebiyle müdafiin, dolayısıyla şüphelinin savunma hakkını kısıtlar. Ayrıca zorunlu müdafiin dosya incelemesi için şüpheliden izin alınması kanunun mantığı ile de bağdaşmaz. Diğer taraftan şüpheli CMK md. 150/1 hükmüne göre müdafiini kendi seçmişse, dosya inceleme konusunda rıza da vermiş demektir. Bu nedenle gözaltındaki şüphelinin rızasını aramak da gereksiz bir merasim olacaktır.10
Uygulamada bir problem olarak, CMK md. 153 hükmündeki dosya inceleme yetkisinin müdafie verildiği, bu itibarla yalnızca avukat olmanın dosya içeriğini inceleme konusunda yeterli olmadığı gerekçesiyle, inceleme taleplerinin reddedildiği görülmektedir. Belirtmek gerekir ki, müdafilik sıfatı şüphelinin kabul ettiği anda kazanılır ve ayrı bir merasime gerek duyulmaz. Ayrıca, yargının kurucu unsurlarından biri olan avukatlık mesleğinde dosya inceleme günlük işlerde birçok kez karşılaşılan bir durumdur. Avukatın, binlerce dosya arasından belirterek incelemesini istediği dosyada ilgili konumunda olduğunu kabul etmek gerekir. Aksi durum, sonraki aşamada vazgeçebileceği bir dava takibi açısından gereksiz masraf ve zaman israfına neden olabileceğinden, avukatın bu konudaki talebi geri çevrilmemelidir. Gelinen son aşamada, bu düşünce doğrultusunda yerel mahkeme kararları görmekteyiz.11
Müdafie tanınan bu yetki, CMK dışında birtakım kanun ve yönetmeliklerde de düzenleme altına alınmıştır. Bu düzenlemeler, uygulamada sorunlara yol açabilecek şekilde iken, yakın tarihli yapılan değişiklik ve mahkeme kararlarıyla CMK ile uyumun sağlandığı söylenebilir.
İlk olarak, Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliği* md. 22 “Kollukta bulunan soruşturma dosyası için yetkili cumhuriyet savcısının yazılı emri gerekir” hükmü, açıkça CMK md. 153’teki düzenlemeye aykırılık arzetmekteydi, bu ise normlar hiyerarşisi bakımından kabul edilemezdi. Nitekim Danıştay bu hükümle ile ilgili olarak 15.02.2005 tarihinde yürütmeyi durdurma kararı vermiştir.
Başka bir düzenleme, Cumhuriyet Başsavcılıkları ile Adli Yargı İlk Derece Ceza Mahkemeleri Kalem Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik** md. 45/2 “5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun başka hüküm koyduğu haller saklı kalmak ve savunma hakkına zarar vermemek kaydıyla görevlendirme yazısı veya vekaletname ibraz ederek soruşturma evrakının içeriğini inceleyebilir” hükmü, CMK md. 153 ve Avukatlık Kanunu md. 46/2 hükmüne açıkça aykırılık arzetmekteydi. Zira ne CMK md. 153 ne de Avukatlık Kanunu md. 46/2’ye göre dosya içeriğini incelemek için vekaletname gösterilmesi gerekmez. Bu sebepledir ki, uygulamada birçok sorunu beraberinde getirdiği için, yönetmelikte değişikliğe*** gidilmiş ve norm uyuşmazlığı düzeltilmiştir.

2. Sınırlı İnceleme

a. Genel Olarak

CMK md. 153/1 hükmüne göre müdafiin dosya inceleme yetkisi sınırsız değildir. Zira esas itibariyle soruşturma evresi gizlidir. CMK md 153/2’ye göre, “Müdafiin dosya içeriğini incelemesi veya belgelerden örnek alması soruşturmanın amacını tehlikeye düşürebilecek ise, cumhuriyet savcısının istemi üzerine, sulh ceza hakiminin kararıyla bu yetkisi kısıtlanabilir.”
Kanun lafzından hareketle, soruşturma evresinde müdafiin dosya inceleme yetkisine sınırlama getirmek, bir kısım şartlara dayanır. Bu şartlara kısaca değinmekte yarar vardır.

(1) Yargılamanın Soruşturma Aşamasında Olması

CMK md. 153/2 hükmünün açık ifadesiyle, bu sınırlama yalnızca soruşturma evresindeki dosya içeriğinin incelenmesi ve belgelerden örnek alınmasına ilişkindir. Kovuşturma aşamasında ise böyle bir sınırlamaya gidilemez. Zira kural olarak bu evrede alenilik ilkesi geçerlidir.

(2) İncelenmesi Kısıtlanacak Belgenin CMK md. 153/3’te Sayılan Belgelerden Olmaması

CMK md. 153/3’te sayılan belgeler, müdafi tarafından her zaman ve serbestçe incelenebilir. Bu belgeler, “yakalanan kişinin veya şüphelinin ifadesini içeren tutanak ile bilirkişi raporları ve adı geçenlerin hazır bulunmaya yetkili oldukları diğer adli işlemlere ilişkin tutanaklar” dır.
Eğer dosya inceleme yasağı gündeme gelirse, sözü edilen belgeler dosyadan çıkarılır ve müdafiin incelemesine sunulur. Bunun mümkün olmaması halinde, iki ayrı dosya oluşturulmalıdır.12

(3) Dosya İçeriği İncelemesinin Soruşturmanın Amacını Tehlikeye Düşürmesi

Dosya inceleme yetkisinin sınırlanması ancak, incelemenin soruşturmanın amacını tehlikeye düşürebilecek olması halinde söz konusu olur. Eğer dosya incelemesi; soruşturmanın gecikmesi, engellenmesi, olayın aydınlatılmasının zorlaştırılması sonuçlarını doğuruyorsa, soruşturma amacının tehlikeye düştüğünden bahsedilebilir.13 Örneğin, müdafi dosyaya baktığında şüpheli hakkından tutuklama kararı verilebileceği konusunda bir kanat edinip, bu konuda şüpheliye bilgi vermesi ve şüphelinin de tutuklanmamak için kaçmaya çalışması durumu14 veya halen devam etmekte olan telekomünikasyon yoluyla iletişimin denetlenmesine ilişkin karar ve bu çerçevede yapılan işlemler hakkındaki bilginin şüpheliye verilmesi15 ve bunun sonucunda şüphelinin telefon hatlarını değiştirmesi durumunda, soruşturmanın amacının tehlikeye düştüğünden bahsedilebilecektir.
Soruşturmanın amacının ne zaman tehlikeye düştüğü konusu ise, somut olaya göre belirlenebilecek bir husustur. Dolayısıyla her olayın özellikleri göz önünde tutularak bir değerlendirme yapılacaktır.16
Soruşturmanın amacının tehlikeye düştüğü gerekçesinden başka, müdafiin dosya incelemesi engellenmemelidir. Dosya içeriğinden edindiği bilgileri savunma amacının dışında ve kötüye kullanan müdafi hakkında ya baroya başvurularak disiplin yargılaması kuralları işletilmeli, ya da eylem bir suç oluşturuyorsa, adli makamlara duyurulmalıdır. Bunun dışında mesleğini icra hakkına sahip olduğu sürece, sırf kötüye kullanma olasılığı düşünülerek, müdafiin dosya inceleme yetkisinin elinden alınması doğru değildir.17

(4) Cumhuriyet Savcısının Talebi Doğrultusunda Sulh Ceza Hakiminin Kararı

Dosya içeriğini inceleme yasağının maddi koşullarına değinmiştik. Bu maddi koşulların yanında usüle ilişkin bir koşul olarak, cumhuriyet savcısının bu konuda talepte bulunması ve sulh ceza hakiminin de bu konuda karar vermesi gerekmektedir.18
Müdafiin dosya inceleme yetkisinin sınırlandırılmasına dair karar verme yetkisi münhasıran sulh ceza hakimine aittir. Cumhuriyet savcısının veya kolluğun bu konuda karar verme yetkileri yoktur.19 Ancak sulh ceza hakimi de re’sen harekete geçemeyecek, cumhuriyet savcısının bu konudaki talebiyle hareket edecektir. Başka bir deyişle, cumhuriyet savcısı soruşturma amacının tehlikeye düşmesi halinin muhtemel olduğunu takdir edip20, sulh ceza hakimini karar verme konusunda münhasır yetkili hale getirecektir. Ancak CMK md. 163’te düzenlenen, sulh ceza hakiminin tüm soruşturma işlemlerini yapabildiği durumlarda, cumhuriyet savcısının talebi olmaksızın, sulh ceza hakimi de re’sen kısıtlama kararı verebilecektir.
Sulh ceza hakimi, savcının talebi doğrultusunda harekete geçecektir. Ancak, bu talep sonucunda, mutlaka müdafiin dosya içeriğini inceleme yetkisini kısıtlama zorunluluğu yoktur. Başka bir bakış açısıyla, cumhuriyet savcısının CMK md. 153/3 dışındaki tüm belgeler hakkında kısıtlama istemesine rağmen, sulh ceza hakimi tarafından verilen kısıtlama kararının, mutlaka söz konusu belgelerin tümünü kapsaması gerekmez. Örneğin, savcı birden fazla şüpheli hakkında tutuklama isteminde bulunmasına rağmen, sulh ceza hakimi bunlardan birinin tutuklanmasına karar verebilir. Tutuklama örneğinde olduğu gibi bu konuda karar verme yetkisi, sulh ceza hakimindedir. Değerlendirme yapılırken, savunma hakkı ön planda tutulmalıdır. Bu açıdan, incelenmesi soruşturmanın amacını tehlikeye düşürmeyecek belgeler açısından kısıtlama kararı verilmesi, savunma hakkının ihlali sonucunu doğurabilmektedir.21
Bu değerlendirmelerden şu anlaşılıyor ki, cumhuriyet savcısı kendiliğinden soruşturmanın amacı tehlikeye düştüğü gerekçesiyle, dosya içeriğini avukattan gizleyemez. Soruşturmanın asıl sahibi olan cumhuriyet savcısının dahi sahip olmadığı bir yetkiye, kolluğun hiçbir şekilde sahip olamayacağı açıktır.22 Soruşturma evresinin asıl sorumlusunun savcı olması sebebiyle, kolluğa bu konuda bir talep geldiğinde, kolluk bunu cumhuriyet savcısına iletip, ondan gelecek cevaba göre inceletmesi gerekir.23 Cumhuriyet savcısı, yasaklama konusunda sulh ceza hakimine başvurmayı düşünmüyorsa gerekli izni verecek, aksi halde sulh ceza hakiminin bu konudaki kararına kadar dosyayı müdafie göstermeyecektir.24 Başka bir ifadeyle, cumhuriyet savcısı, sulh ceza hakiminin kısıtlama kararı vermesine kadar, müdafiin dosyayı incelemesini geciktirecektir.25
Sulh ceza hakiminin kısıtlama konusundaki kararı gerekçeli olmalıdır. Zira CMK md. 33 hükmü gereği, hakim ve mahkemelerin her türlü kararı gerekçeli olmalıdır. Bu gerekçede, dosya içeriğinin incelenmesinin veya örnek alınmasının neden ve nasıl soruşturmanın amacını tehlikeye düşüreceği, belirti niteliğinde de olsa somut delillere dayandırılmalıdır. Bu bakımdan, kanun lafzını tekrar ederek verilen bir mahkeme kararı, somut delillere dayanmadığından, gerekçeli sayılamaz.26
Sulh ceza hakiminin kararı aleyhine ilgililer CMK md. 267’de düzenleme altına alınan, itiraz kanun yoluna başvurabilir.
Burada son olarak değinilmesi gereken husus, verilmiş bir kısıtlama kararının cumhuriyet savcısı tarafından re’sen kaldırılabilmesinin mümkün olup olmadığı ile ilgilidir. CMK md. 160 ve CMK md. 161 hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, soruşturma evresinde asıl yetkili makam, savcılık makamıdır. CMK md. 162 uyarınca, Cumhuriyet savcısı, ancak hâkim tarafından yapılabilecek olan bir soruşturma işlemine gerek görürse, istemlerini bu işlemin yapılacağı yerin sulh ceza hâkimine bildirir. Sulh ceza hâkimi istenilen işlem hakkında, kanuna uygun olup olmadığını inceleyerek karar verir ve gereğini yerine getirir. Tutuklama ve adli kontrol de bunlardan biridir. CMK md. 103/2 uyarınca, cumhuriyet savcısı adli kontrol veya tutuklama kararının gereksiz olduğu kanısına varırsa, şüpheliyi re’sen serbest bırakabilir. İşte soruşturma evresinde esas yetkili makamın savcılık olması ve CMK md. 103/2 hükmünden yola çıkılarak, Cumhuriyet savcısının kısıtlama kararını re’sen kaldırabileceği sonucuna ulaşılmalıdır. Yine buna ek olarak, kısıtlama kararının olmasına rağmen, birtakım belgelerin incelenmesine izin vermesi de mümkündür. Başka bir deyişle, kısıtlama kararını tamamen değil de, kısmen kaldırması; yani kısıtlama kararı kapsamındaki bazı belgelerin incelenmesine veya örneğinin alınmasına izin vermesi mümkündür.27

3. Her Koşulda İnceleme

a. Genel Olarak

Yukarıda incelediğimiz üzere, bazı durumlarda müdafiin dosya inceleme yetkisi, cumhuriyet savcısının talebi ve sulh ceza hakiminin kararıyla kısıtlanabilir. Ancak sulh ceza hakimine verilmiş olan bu kısıtlama yetkisi de kısıtlıdır.28 Buna göre, “Yakalanan kişinin veya şüphelinin ifadesini içeren tutanak ile bilirkişi raporları ve adı geçenlerin hazır bulunmaya yetkili oldukları diğer adli işlemlere ilişkin tutanaklar hakkında” kısıtlama söz konusu olamaz. (CMK md. 153/3)
Hükümde belirtilen, her koşulda incelenebilecek belgelerin içerik ve özelliklerine, kısaca değinmekte yarar vardır.

(1) Yakalanan Kişinin veya Şüphelinin İfadesini İçeren Tutanak

İlk etapta kanun lafzındaki, yakalanan kişi veya şüphelinin ifadesini içeren tutanak ifadesini irdelemek gerekir. Zira CMK md. 90 vd. hükümlerine göre yakalama koruma tedbiri uygulanan kişi, şüpheli sıfatını taşır. Bu açıdan, doktrinde yakalanan kişi ibaresinin ayrıca kullanılmasının yanlış olduğu vurgulanmıştır.29
İfadeye ilişkin tutanakların içeriğine, kolluk ve savcılık tarafından alınan ifadeye dair tutanaklar ve sulh ceza hakimi tarafından yapılan sorguya ilişkin tutanaklar girer.30 Başka bir deyişle, buradaki “ifade” tabirini, CMK md. 2 hükmündeki teknik ifade alma işlemi olarak değil, şüphelinin kolluk, cumhuriyet savcısı ve sulh ceza hakimi önündeki “açıklamaları” olarak anlamak gerekir.31
Ancak, yakalanan kişinin veya şüphelinin başka açıklamaları veya suç ortaklarının ifadelerine dair tutanaklar CMK. md. 153/3’te sayılan belgelerin kapsamında değildir.32

(2) Bilirkişi Raporları

Bilirkişi raporları, tıbbi, psikolojik, teknik, ekonomik vb. konulara ilişkin ve dava için gerekli olan raporlardır.33 Objektif olarak konunun uzmanları tarafından hazırlanan bu raporların, taraflardan gizlenmesi için bir sebep de bulunmamaktadır.

(3) Yakalanan Kişinin veya Şüphelinin Hazır Bulunmaya Yetkili Olduğu Diğer Adli İşlemlere İlişkin Tutanaklar

Soruşturma evresinde şüphelinin katılmaya yetkili olduğu işlemlere örnek olarak, keşif, tanık ve bilirkişinin dinlenmesi işlemlerinde, şüpheli ve müdafiin hazır bulunabileceğini zikreden, CMK md. 84/1-2 hükümleri gösterilebilir.
Şüphelinin söz konusu işlemler yapılırken hazır bulunmaması, müdafiin söz konusu tutanakları serbestçe incelemesine engel olmaz.34 Zira kanunun ifadesinde açıkça anlaşılacağı üzere, hazır bulunmaya yetkili olmak yeterlidir, bizzat katılmak şart değildir.

D. Dosyanın İnceleneceği Yer ve Süre

1. Müdafiin Dosyayı İnceleyebileceği Yer

Cumhuriyet Başsavcılıkları ile Adli Yargı İlk Derece Ceza Mahkemeleri Kalem Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik md. 45/6 hükmü şöyledir: “Soruşturma evrakı, soruşturmayı geciktirmemek kaydıyla Cumhuriyet savcısının belirleyeceği personel huzurunda, kalemde incelenir.”

2. Müdafiin Dosyayı İnceleyebileceği Süre

Müdafiin dosya içeriğini inceleme süresi açısından ise, her olayın özelliğine göre bir süre takdir edilmelidir. Diğer yandan müdafi, dosya içeriğini bir veya birden fazla defa görebilir. Ancak, dosyanın sürekli incelenmeye hazır durumda tutulmalarını isteyemez.35 Zira Kalem Yönetmeliği md. 45/6 hükmü de “soruşturmanın geciktirilmemesi” kaydını taşımaktadır.

III. KOVUŞTURMA EVRESİNDE DOSYA İNCELEME YETKİSİ

A. Genel Olarak
İddianamenin kabulü ile başlayan kovuşturma evresinde, kural olarak aleniyet ilkesi geçerlidir. CMK md. 153/4 hükmü de buna binaen oluşturulmuş bir hükümdür. Bu hükme göre, “Müdafi, iddianamenin mahkeme tarafından kabul edildiği tarihten itibaren dosya içeriğini ve muhafaza altına alınmış delilleri inceleyebilir; bütün tutanak ve belgelerin örneklerini harçsız olarak alabilir.”
CMK’daki hüküm 25.05.2005 tarih 5353 sayılı kanunla değiştirilmeden önce, “iddianamenin mahkemeye verildiği tarihten” ifadesini taşımakta idi. Dolayısıyla kovuşturma evresi başlamadan da müdafie mutlak inceleme imkanı tanınmakta idi.
Ancak hüküm mevcut haliyle, “iddianamenin mahkeme tarafından kabul edildiği tarihi” esas almaktadır. Dolayısıyla önceki düzenleme ile karşılaştırıldığında, müdafiin sınırlamaya tabi olmaksızın dosyayı inceleme yetkisi, ötelenmiş vaziyettedir ve bu husus doktrinde eleştirilmektedir.36

B. Dosya İçeriği ve Muhafaza Altına Alınmış Delil

Soruşturma evresi, esasında kovuşturma evresinin hazırlığı niteliğindedir. Bu evrede, suç haberinin alınmasıyla gerçek araştırılır ve bunun için konuya ilişkin deliller toplanır. Toplanan bu deliller, kovuşturma aşamasına gelindiğinde savunmanın tam manasıyla yapılabilmesi için, incelenebilecektir.
Kanunun ifadesinde geçen “muhafaza altına alınmış delil” kavramı tartışmaya açıktır. Zira hüküm bu haliyle, incelenebilecek delili sınırlar nitelikte gözükmektedir. Ancak doktrinde bu hususa işaret edilerek, “CMK md. 153/4’te muhafaza altına alınmış delilden bahsedilmesi bir sınırlama değildir. Yani buradan avukatın tüm dosyayı ve bu arada tüm delilleri değil de sadece muhafaza altına alınanları görebilir şeklinde bir yorum yapılması kabul edilemez. Zira savcılık ve onun emrindeki adli kolluk, topladığı delilleri muhafaza altına almaya mecburdur; bunları asla kendine saklayamaz.”37 Dolayısıyla, muhakeme sürecindeki delil, muhafaza altına alınmıştır ve aksi düşünülemez.

C. Dosya İçeriği ve Muhafaza Altına Alınmış Delillerin İncelenmesi

Müdafiin dosyayı inceleme yetkisi, iddianamenin kabulüyle mutlak nitelik arzeder. Artık bu evrede, inceleme yetkisinin kısıtlanması gibi bir durum söz konusu olamaz.38 Zira soruşturma evresinde deliller toplanmış ve artık dava dosyası hazır hale getirilmiştir ve kovuşturma aşamasına da geçildiğinden, delillerin karartılması gibi bir şüphe de bulunmamaktadır.39

D. Dosyanın ve Muhafaza Altına Alınmış Delillerin İnceleneceği Yer ve Süre

1. Müdafiin Dosyayı ve Muhafaza Altına Alınmış Delilleri İnceleyebileceği Yer

Cumhuriyet Başsavcılıkları ile Adli Yargı İlk Derece Ceza Mahkemeleri Kalem Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik md. 83’te açık olarak ifade edildiği üzere, “müdafi, kovuşturma aşamasında dosyayı ve muhafaza altına alınmış delilleri yazı işleri müdürü veya görevlendireceği bir zabıt katibinin yanında inceleyebilir.” Eğer delilin bir uzmanla birlikte incelenmesini gerektiren bir durum var ise, müdafi beraberinde uzman kişi de getirebilmelidir.40

2. Müdafiin Dosyayı ve Muhafaza Altına Alınmış Delilleri İnceleyebileceği Süre

Müdafiin dosyayı ve muhafaza altına alınmış delilleri, ne kadar süreyle inceleyebileceği, her olayın özelliğine göre takdir edilecek bir husustur. Müdafi, davayla ilgili belgeleri bir veya birçok kez görebilir. Ancak bunların sürekli incelemeye hazır durumda tutulmalarını isteyemez.41

E. Özel Durumlar

Yukarıda da temas ettiğimiz üzere, CMK md. 153/4 gereği, kovuşturma aşamasında müdafiin dosya inceleme yetkisi, mutlak nitelik arzeder ve bu yetkinin sınırlanması mümkün değildir.
Ancak her hukuki düzenleme gibi, bu hükmün de istisnaları, özel durumları olduğu düşünülebilir. Bu kapsamda, CMK md. 135/5, CMK md. 136/3 hükümlerindeki, gizlilik düzenlemelerini irdelemek gerekir. Sözü edilen maddelerin ortak özelliği ise, alınan koruma tedbiri kararlarının ve onların yürütülmesine dair işlemlerin gizli olmasıdır.
CMK md. 135’te düzenleme altına alınan, telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesi koruma tedbiri bakımından, aynı maddenin beşinci fıkrasında “bu madde hükümlerine göre alınan karar ve yapılan işlemler, tedbir süresince gizli tutulur” demek suretiyle, CMK md. 153’teki düzenlemenin kovuşturma bölümüyle ilgili bir istisnaya işaret etmektedir.42 Zira CMK md. 153/4 hükmüne göre, müdafinin kovuşturma evresinde dosya inceleme yetkisi mutlak nitelik arzeder. Yukarıda da belirttiğimiz üzere, dosya içeriği kavramına, dava dosyası ile ilgili alınan kararlar da girer ve koruma tedbiri kararları da bu kapsamdadır. Halihazırdaki CMK md. 135/5 hükmü ile, alınan iletişimin denetlenmesi kararı gizli tutulacak ve bu da kovuşturma evresindeki müdafiin dosya içeriğinde inceleyemeyeceği bir alan olacaktır.
Benzer şekilde CMK md. 139 hüküm altına alınan, gizli soruşturmacı görevlendirilmesi koruma tedbiri bakımından, aynı maddenin üçüncü fıkrasında “soruşturmacı görevlendirilmesine ilişkin karar ve diğer belgeler ilgili cumhuriyet başsavcılığında muhafaza edilir. Soruşturmacının kimliği, görevinin sona ermesinden sonra da gizli tutulur” demek suretiyle, soruşturma evresinde alınan kararın gizliliğini, soruşturma evresi bittikten sonra da devam ettirmektedir.43

III. TERÖRLE MÜCADELE KANUNU ÇERÇEVESİNDE MÜDAFİİN DOSYA İNCELEME YETKİSİ

3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 10/e maddesine göre, “bu kanun kapsamında yer alan suçlardan dolayı yapılan soruşturmada müdafiin savunmaya ilişkin belgeleri, dosyaları ve tutuklu bulunan şüpheli ile yaptığı konuşmaların kayıtları incelmeye tabi tutulamaz. Ancak müdafiin terör örgütü mensuplarının örgütsel amaçlı haberleşmelerine aracılık ettiğine ilişkin bulgu veya belge elde edilmesi halinde, cumhuriyet savcısının istemi ve hakim kararıyla, bir görevli görüşmede hazır bulunabileceği gibi bu kişilerin müdafiine verdiği veya müdafiince bu kişiye verilen belgeler hakim tarafından incelenebilir. Hakim belgenin kısmen veya tamamen verilmesine veya verilmemesine karar verir. Bu karara karşı ilgililer itiraz edebilirler.”

SONUÇ

Müdafiin dosya inceleme yetkisi, ceza muhakemesi sistemimizde soruşturma ve kovuşturma aşamaları bakımından farklı şekilde düzenlenmiştir. Kovuşturma aşamasında inceleme yetkisi mutlak nitelik arzeder ve bu yetki sınırlanamaz. Ancak niteliği itibariyle gizlilik içeren koruma tedbirleri bakımından, bu kurala istisna getirildiği söylenebilir.
Soruşturma evresinde ise kural, müdafiin serbestçe dosyayı incelemesidir. Bu düzenlemenin temelinde, mülga CMUK md. 143’te 1992 yılında 3842 sayılı kanunla yapılan değişiklik yatmaktadır. Dosya inceleme konusunda verilen bu temel hak ise, 5271 sayılı CMK md. 153 ile geliştirilmiştir. Dosya inceleme serbestisinin sınırını CMK md. 153/2’teki hüküm belirler. Buna göre, müdafiin dosya içeriğini incelemesi soruşturmanın amacını tehlikeye düşürebilecek nitelik arzediyorsa, cumhuriyet savcısının talebi, sulh ceza hakiminin kararıyla dosya inceleme yetkisi kısıtlanabilir. Ancak sulh ceza hakimine verilen kısıtlama yetkisi de kısıtlıdır. CMK md. 153/3’te belirtilen belgelerin incelenmesi her koşulda mümkündür.
Yakın tarihe kadar CMK md. 153 hükmüyle çatışma halinde bulunan yönetmeliklere rastlanılmakta idi. Bunlardan Yakalama ve Gözaltına Alma Yönetmeliği md. 22’deki “kollukta bulunan soruşturma dosyası için yetkili cumhuriyet savcısının yazılı izni gerekir” kanuna aykırılık arzettiği gerekçesiyle Danıştay tarafından 15.02.2005 tarihinde yürürlüğünün durdurulmasına karar verilmiştir. Ayrıca Cumhuriyet Başsavcılıkları ile Adli Yargı İlk Derece Ceza Mahkemeleri Kalem Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik md. 45/2 hükmünde, müdafiin soruşturma evrakını inceleyebilmesi için, görevlendirme yazısı veya vekalet ibraz etmesi koşulu aranmıştı. Ancak bu yönetmelik, 24.12. 2011 tarih ve 27795 sayılı resmi gazetede yayımlanan yönetmelikle değişikliğe uğramış ve kanuna aykırılık durumu ortadan kaldırılmıştır.
Kalem Yönetmeliği md. 45’te yapılan değişikliğin bir başka açıdan önemi ise, doktrinde uzun yıllardır tartışılan, şüphelinin dosya inceleme yetkisi konusunda, açık bir düzenlemeye yer vermesidir.


EKLER

Ek No.1




BİBLİYOGRAFYA



Aksan, Murat; “Yeni CMK’da Dava Evrakı İnceleme Yetkisi”, Hukuki Perspektifler Dergisi, S:3, Yıl:2005, s. 121-124.

Alşahin, Mehmet Emin; “Müdafiin Dosya İnceleme Yetkisi”, Legal Hukuk Dergisi, C:IV, S:2, Yıl:2006, s. 1053-1066.

Centel, Nur, Hamide Zafer, Ceza Muhakemesi Hukuku, İstanbul, Beta Yayıncılık, 2008.

Centel, Nur Başar; Ceza Muhakemesi Hukukunda Müdafi, İstanbul, y.y, 1984.

Demirbaş, Timur; “Soruşturma Evresinde Şüphelinin İfadesinin Alınması ve Müdafilik”, Legal Hukuk Dergisi, C:III, S:32, Yıl:2005, s. 2871-2883.

Donay, Süheyl; Ceza Muhakemesi Kanunu Şerhi, İstanbul, Beta Yayıncılık, 2009.

Dursun, Selman; “5271 Sayılı CMK’da Müdafi”, Hukuki Perspektifler Dergisi, S:3, Yıl:2005, s. 125-132.

Duygu, İlker; “Adli Yargıda Dosya İncelemeye Yetkili Olanlar”, Adalet Dergisi, S:3, Yıl:76, Mayıs-Haziran, 1985, s. 688-696.

Erem, Faruk; “Savunma Hakkının Kökeni”, Ankara Barosu Dergisi, S:5, Yıl:1984, s. 689-705.

Koca, Mahmut; “Müdafiin Hazırlık Dosyasını İnceleme Hakkı”, Atatürk Üniversitesi Erzincan Hukuk Fakültesi Dergisi, C:I, S:1, Yıl:1997, s. 163-169.

Kunter, Nurullah, Feridun Yenisey, Ayşe Nuhoğlu; Muhakeme Hukuku Dalı Olarak Ceza Muhakemesi Hukuku, İstanbul, Arıkan Yayınevi, 2006.

Mahmutoğlu, Fatih Selami, Selman Dursun; Türk Hukuku’nda Müdafiin Yasaklılık Halleri, Ankara, Seçkin Yayınevi, 2004.

Malkoç, İsmail, Mert Yüksektepe; Ceza Muhakemesi Kanunu, C:I, Ankara, Malkoç Kitabevi, 2008.

Okuyucu-Ergün, Güneş; “Soruşturmanın Gizliliği”, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C:II, S:59, Yıl: 2010, s. 243-275.

Öztürk, Bahri, Durmuş Tezcan, Mustafa Ruhan Erdem, Özge Sırma, Yasemin F. Saygılar, Esra Alan; Nazari ve Uygulamalı Ceza Muhakemesi Hukuku, 3.bs., Ankara, Seçkin Yayınevi, 2010.

Taşkın, Ş. Cankat; “Müdafinin Dosya İnceleme Hakkının Değerlendirilmesi”, Türkiye Barolar Birliği Dergisi, S:75, Yıl:2008, s. 394-416.

Ünver, Yener, Hakan Hakeri, Ceza Muhakemesi Hukuku, 4. bs., Ankara, Adalet Yayınevi, 2011.

1 Faruk Erem, “Savunma Hakkının Kökeni”, Ankara Barosu Dergisi, S:5, Yıl:1984, s. 691.
2 Nur Centel, Hamide Zafer, Ceza Muhakemesi Hukuku, İstanbul, Beta Yayıncılık, 2008, s. 89.
3 Murat Aksan, “Yeni CMK’da Dava Evrakı İnceleme Yetkisi”, Hukuki Perspektifler Dergisi, S:3, Yıl:2005, s. 121.
4 Nur Başar Centel, Ceza Muhakemesi Hukukunda Müdafi, İstanbul, y.y, 1984, s. 113.
5 Centel, Zafer, Ceza Muhakemesi Hukuku, s. 175.
6 Centel, Zafer, Ceza Muhakemesi Hukuku, s. 175.
7 Mahmut Koca, “Müdafiin Hazırlık Dosyasını İnceleme Hakkı”, Atatürk Üniversitesi Erzincan Hukuk Fakültesi Dergisi, C:I, S:1, Yıl:1997, s. 163.
8 Koca, “Müdafiin Hazırlık Dosyasını İnceleme Hakkı”, s. 164.
9Nurullah Kunter, Feridun Yenisey, Ayşe Nuhoğlu, Muhakeme Hukuku Dalı Olarak Ceza Muhakemesi Hukuku, İstanbul, Arıkan Yayınevi, 2006, s. 484.
10Ş. Cankat Taşkın, “Müdafinin Dosya İnceleme Hakkının Değerlendirilmesi”, Türkiye Barolar Birliği Dergisi, S:75, Yıl:2008, s. 401.
11 Bu konuda İzmir 16. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 17.01.2011 tarihli kararı için Bkz. Ek No.1.
* R.G. 01.06.2005, 25832.
** R.G. 01.06.2005, 25832.
*** Cumhuriyet Başsavcılıkları ile Adli Yargı İlk Derece Ceza Mahkemeleri Kalem Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik (R.G. 24.12.2011, 27795)
MADDE 1 –1/6/2005 tarihli 25832 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Cumhuriyet Başsavcılıkları ile Adli Yargı İlk Derece Ceza Mahkemeleri Kalem Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 45 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Madde 45 –5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun başka hüküm koyduğu haller saklı kalmak ve savunma haklarına zarar vermemek şartıyla soruşturma evresindeki usul işlemleri gizlidir.
Şüpheli ya da müdafi soruşturma evresinde dosya içeriğini inceleyebilir ve istediği belgelerin bir örneğini harçsız olarak alabilir.
Şüpheli ya da müdafiin dosya içeriğini incelemesi veya belgelerden örnek almasına ilişkin yetkisi, soruşturmanın amacını tehlikeye düşürebilecek ise, Cumhuriyet savcısının istemi ve ilgili hâkimin kararıyla kısıtlanabilir.
Yakalanan kişinin veya şüphelinin ifadesini içeren tutanak ile bilirkişi raporları ve adı geçenlerin hazır bulunmaya yetkili oldukları diğer adlî işlemlere ilişkin tutanaklar hakkında üçüncü fıkra hükmü uygulanmaz.
Bu maddenin içerdiği haklardan mağdur ya da şikâyetçi ile suçtan zarar gören ve vekilleri de yararlanır.
Soruşturma evrakı soruşturmayı geciktirmemek kaydıyla Cumhuriyet savcısının belirleyeceği personel huzurunda kalemde incelenir.”


12 Fatih Selami Mahmutoğlu, Selman Dursun, Türk Hukuku’nda Müdafiin Yasaklılık Halleri, Ankara, Seçkin Yayınevi, 2004, s. 138.
13 Centel, Ceza Muhakemesi Hukukunda Müdafi, s. 120.
14 Taşkın, “Müdafinin Dosya İnceleme Hakkının Değerlendirilmesi”, s. 396.
15 İsmail Malkoç, Mert Yüksektepe, Ceza Muhakemesi Kanunu, C:I, Ankara, Malkoç Kitabevi, 2008, s. 844.
16 Koca, “Müdafiin Hazırlık Dosyasını İnceleme Hakkı”, s. 166.
17 Centel, Ceza Muhakemesi Hukukunda Müdafi, s. 120.
18 Mahmutoğlu, Dursun, Türk Hukuku’nda Müdafiin Yasaklılık Halleri, s. 140.
19 Koca, “Müdafiin Hazırlık Dosyasını İnceleme Hakkı”, s. 165.
20 Malkoç, Yüksektepe, Ceza Muhakemesi Kanunu, s. 844.
21 Güneş Okuyucu-Ergün, “Soruşturmanın Gizliliği”, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C:II, S:59, Yıl: 2010 s. 253.
22 Malkoç, Yüksektepe, Ceza Muhakemesi Kanunu, s. 844.
23 Timur Demirbaş, “Soruşturma Evresinde Şüphelinin İfadesinin Alınması ve Müdafilik”, Legal Hukuk Dergisi, C:III, S:32, Yıl:2005, s. 2882.
24 Mahmutoğlu, Dursun, Türk Hukuku’nda Müdafiin Yasaklılık Halleri, s. 140.
25 Mehmet Emin Alşahin, “Müdafiin Dosya İnceleme Yetkisi”, Legal Hukuk Dergisi, C:IV, S:2, Yıl:2006, s. 1060.
26 Okuyucu-Ergün, “Soruşturmanın Gizliliği”, s. 252.
27 Okuyucu-Ergün, “Soruşturmanın Gizliliği”, s. 255-256.
28 Yener Ünver, Hakan Hakeri, Ceza Muhakemesi Hukuku, 4. bs., Ankara, Adalet Yayınevi, 2011, s. 231.
29 Selman Dursun, “5271 Sayılı CMK’da Müdafi”, Hukuki Perspektifler Dergisi, S:3, Yıl:2005, s. 130.
30 Centel, Zafer, Ceza Muhakemesi Hukuku, s. 177.
31 Malkoç, Yüksektepe, Ceza Muhakemesi Kanunu, s. 845.
32 Centel, Ceza Muhakemesi Hukukunda Müdafi, s. 121.
33 Centel, Ceza Muhakemesi Hukukunda Müdafi, s. 122.
34 Koca, “Müdafiin Hazırlık Dosyasını İnceleme Hakkı”, s. 167.
35 Centel, Ceza Muhakemesi Hukukunda Müdafi, s. 117.
36 Kunter, Yenisey, Nuhoğlu, Muhakeme Hukuku Dalı Olarak Ceza Muhakemesi Hukuku, s. 485; Süheyl Donay, Ceza Muhakemesi Kanunu Şerhi, İstanbul, Beta Yayıncılık, 2009, s. 259.
37 Bahri Öztürk, Durmuş Tezcan, Mustafa Ruhan Erdem, Özge Sırma, Yasemin F. Saygılar, Esra Alan, Nazari ve Uygulamalı Ceza Muhakemesi Hukuku, 3.bs., Ankara, Seçkin Yayınevi, 2010, s. 240.
38 Doktrinde, kovuşturma aşamasında hakimin, yargılamanın düzenli ve sağlıklı şekilde yürüyebilmesi için birtakım tedbirler alabileceği ileri sürülmüştür. Bkz. İlker Duygu, “Adli Yargıda Dosya İncelemeye Yetkili Olanlar”, Adalet Dergisi, S:3, Yıl:76, Mayıs-Haziran, 1985, s. 693.
39 Alşahin, “Müdafiin Dosya İnceleme Yetkisi”, s. 1063.
40 Centel, Zafer, Ceza Muhakemesi Hukuku, s. 175.
41 Centel, Zafer, Ceza Muhakemesi Hukuku, s. 176.
42 Ünver, Hakeri, Ceza Muhakemesi Hukuku, s. 232.
43 Ünver, Hakeri, Ceza Muhakemesi Hukuku, s. 233.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

TMK m.724'e mesnetle malzeme sahibinin temliken tescil talebinin kabul edilebilmesi için

önalım bedelinin depo edilmesi yargıtay kararı

Bir Taraf Lehine Usuli Kazanılmış Hak Doğmadıkça Hakimin Verdiği Ara Karardan Rücu Edebileceği